Two alternative cultures, two divergent geographies and two different eras... On one hand there is the tolerance teaching of Rumi, one of the pioneers of Islamic philosophy, that unifies the Sufi thought with the principles of the Qur'an; on the other hand, there is the wisdom doctrine of Confucius, one of the founders of Chinese philosophy, that integrates traditional rules with dogmatic items. Common point between both is the argument based on development of worldly life with a constructive moral consciousness. In this context, two philosophers aim to establish social unity and solidarity with some virtues that proceed from the foundation of love, referring to qualifying an ideal individual. However, although the comprehension of love been embarked on indicates concurrent qualities, it is etymologically and methodologically diverse. While Rumi suggests a formation of love that embraces all humanity equally, Confucius offers an approach to love that decreases in appreciation from closer to the far. This study purposes to reveal the main source of this difference.
İki değişik kültür, iki ayrı coğrafya ve iki farklı çağ... Bir yanda İslam felsefesinin öncülerinden Mevlana’nın tasavvuf düşüncesini Kur’an ilkeleriyle harmanlayan öğretisi; diğer yanda Çin felsefesinin kurucularından Konfuçyüs’ün geleneksel kuralları dogmatik öğelerle bütünleştiren bilgelik öğretisi. Aralarındaki müşterek nokta ise, müspet bir ahlak bilinciyle dünyevi hayatın şekillenmesine dayanan görüştür. Bu bağlamda ideal bir birey vasıflandırmasından bahseden iki düşünür, sevgi temelinden ilerleyen bazı erdemlerle toplumsal birlik ve beraberlik kurmayı hedefler. Ancak benimsenen sevgi anlayışı birbiriyle örtüşen nitelikler göstermesine rağmen etimolojik ve metodolojik açıdan muhteliftir. Mevlana, tüm insanlığı eşit derecede kucaklayan bir sevgi oluşumu savunurken Konfuçyüs, yakından uzağa gidildikçe kıymetlendirmede azalan bir sevgi yaklaşımı sunar. Bu çalışma, söz konusu farklılığın temel kaynağını ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Mayıs 2021 |
Gönderilme Tarihi | 13 Aralık 2020 |
Kabul Tarihi | 9 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 31 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
2024 yılı özel sayımız ve Aralık ayındaki olağan sayımız için makale kabulü tamamlanmıştır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.