Toplumsal dünya benin ve ötekinin, nesnenin ve öznenin beraberliğine dayanır ancak bu beraberlik yan yana gelmekten öte diyalektik bir karşılaşma öngörür. Peter L. Berger’e göre toplumsal gerçeklik kendini benin ötekiye, nesnenin özneye ve tam tersi bir istikamette dönüştüğü bir varlık durumu olarak gösterir. Berger’e göre toplumsal gerçekliği ele almayı amaçlayan bir sosyoloji toplumsal diyalektiğin paradoksal doğasını ve söz konusu doğanın tezahür alanı olan sembolik evreni dikkate almak zorundadır. Yetkin bir sosyolojik açıklama insanın doğa ile kurduğu ilişkiyi başlangıç noktası olarak alıp Durkheim’ın toplumsal gerçekliği kendine has bir şekilde ele alan nesnel yaklaşımı ile Weber’in bireysel eylemin öznel anlamını ön plana çıkaran içe bakışçı yaklaşımının bir sentezini yapmalıdır. Çağdaş Sosyolojinin klasik eserleri arasında gösterilen Gerçekliğin Sosyal İnşası’nda (The Social Construction of Reality, 1966) toplumsal dünyanın yapılaşma safhaları dışsallaştırma, nesnelleştirme ve içselleştirme süreçleri olarak ele alan Berger klasik sosyolojinin teorik kampları arasında bir ittifak kurmaya çalışır. Öte yandan toplumsal gerçekliğin antropolojik kökenini oluşturan eş zamanlı bu üç safhaya bir şeyleşme pratiğinin eşlik ettiğini ileri sürer. Berger’e göre şeyleşme toplumun insan ürünü ve insanın toplum ürünü olduğu bir eşitlikten sembolik düzenin doğal ve aşkın bir seviyeye yükselmesidir. Bu çalışmada toplumsal gerçekliğin diyalektik oluşum sürecini göstermek adına öncelikle Berger’in 3 aşamalı kuramsallaştırması ele alınacaktır. Daha sonra bu aşamalarla eş zamanlı işleyen sosyalleşme sürecinin yapısal özellikleri ele alınacaktır. Son olarak Berger’e göre sembolik bir düzenin kurucusu olan şeyleşme ve yabancılaşma sürecinin toplumsal gerçekliğin doğallaşmasını sağlamakta nasıl bir bilinç pratiği yarattığı tartışılacaktır.
The social world is based on the unity of self and other, object and subject. On the other hand, this union predicts a dialectical encounter rather than juxtaposition. According to Peter L. Berger, social reality manifests itself in a state of being in which the self transforms into the other, the object into the subject, and vice versa. According to Berger, sociology aiming to address social reality must take into account the paradoxical nature of the social dialectic and the symbolic universe, which is the field of manifestation of the nature in question. A competent sociological explanation should take the relationship that man establishes with nature as the starting point and make a synthesis of Durkheim's explanatory approach and Weber's understanding approach. Berger tries to establish an alliance between the theoretical camps of classical sociology while considering the social construction phases of the social world as externalization, objectification, internalization processes in The Social Construction of Reality (1966), which is shown among the classical works of Contemporary Sociology. On the other hand, he argues that the practice of reification accompanies these three simultaneous phases that constitute the anthropological origin of social reality. According to Berger, reification means a transition from equality in which society is a product of a human being and a product of human society, to a level where the symbolic order is accepted as natural and transcendent. In this study, first of all, Berger's three-stage theorization will be discussed to show the dialectical formation process of social reality. Then, the structural features of the socialization process that work simultaneously with these stages will be discussed. Finally, it will be discussed how the process of reification and alienation, which is the founder of a symbolic order according to Berger, creates a practice of consciousness in ensuring the naturalization of social reality.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Mayıs 2021 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mart 2021 |
Kabul Tarihi | 7 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 31 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
2024 yılı özel sayımız ve Aralık ayındaki olağan sayımız için makale kabulü tamamlanmıştır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.