Bu çalışma genel itibariyle De Anima’daki duyumsama (aisthêsis) kavramından yola çıkmak suretiyle onun Logos ile ilişkisinin fenomenolojik olarak yorumlanışını ön plana almaktadır. Özel olarak söz konusu eserin Merleau-Ponty’nin Algının Fenomenolojisi adlı eserinde yürüttüğü fenomenolojik çalışma ile temas noktaları ve paralellikleri açımlanacaktır. Duyumsamanın ve sağladığı birlikte varoluş imkanının açtığı fenomenal dünya Merleau-Ponty’nin figür-zemin yapısından yola çıkarak Kartezyen bir başlangıç noktasından hareket etmeksizin ele alınabilmektedir. Çalışma tam da bu benzer perspektiften, De Anima’nın post-kartezyen anlamda “özne”siz bir felsefe yürüterek Logos’a göre açımlanan fenomenal dünyanın ve varlık alanının bir tür ontolojik temellendirmesini yaptığı iddiasını taşımaktadır. Akabinde ise böyle bir kabul yerini De Anima’daki ruhun yetileri (akletme ve duyumsama) arasındaki ilişkiyi fenomenolojik anlamda bilme meselesince aydınlatıp aydınlatmadığı ve De Anima’nın fenomenolojik bir kaynak olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hakkında bir soruşturmaya bırakmaktadır.
In general, this study focuses on the phenomenological interpretation of its relationship with the Logos, starting from the concept of sensation (aisthêsis) in De Anima. In particular, the contact points and parallels of the work in question will be revealed with the phenomenological study of Merleau-Ponty's Phenomenology of Perception. The phenomenal world opened up by sensation and the possibility of co-existence can be handled without moving from a Cartesian starting point, starting from Merleau-Ponty's figure-ground structure. From this similar perspective, the study claims that De Anima carries out a philosophy without a "subject" in the post-cartesian sense, making a kind of ontological grounding of the phenomenal world and the field of existence, which is revealed according to Logos. Subsequently, such an acknowledgment leaves its place to an investigation as to whether De Anima enlightens the relationship between the faculties of the soul in terms of phenomenological knowledge and whether De Anima can be considered as a phenomenological source.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 6 Ağustos 2021 |
Kabul Tarihi | 22 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 32 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
2024 yılı özel sayımız ve Aralık ayındaki olağan sayımız için makale kabulü tamamlanmıştır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.