Spor olayının en temel ve belirleyici ilkesi eşitliktir.
Doping sporun eşitlik ilkesine aykırıdır ve bu ilkenin açıkça çiğnenmesi
demektir. Bu noktadan hareketle sporda doping kullanımı, spor ahlakının
yapısını boz-maktadır. Bir yandan gelişen teknoloji, spor araç gereç ve
alanlarını daha yüksek performansa uygun hale getirirken, diğer yandan
toplumları birbirlerine yaklaşması ve artan boş zamanlar ve yükselen refah
düzeyi, daha çok sayıda insanın gerek sporcu gerekse seyirci olarak spor ile
ilgilenmesini sağlamaktadır. Bu ilgi artı-şında elbette ki yükselen
performanslar da önemli rol oynamaktadır. “Daha yüksek performans daha çok
ilgi, daha çok ilgi daha yüksek performans” kısır döngüsünü ortaya
çıkartmıştır. Sporcular ünlü olmak, rekor kır-mak ve bunların sonucunda daha
fazla maddi kazanç sağlamak için doping kullanımına yönelmektedirler. Sporcuların
doping kullanmasına yardımcı olan antrenörler, doktorlar ve diğer uzmanlar en
az sporcular kadar sorumludurlar. Çünkü, elde edilecek maddi kazançtan pay
almaktadırlar. Bu konuda Uluslar arası olimpiyat Komitesi başta olmak üzere,
ulusal ve uluslar arası bütün spor federasyonları da üzerine düşen gö-revi tam
olarak yapmamaktadır. Bunun nedeni yapılan spor organizasyonlarına gölge
düşmesi endişesidir. İnsanların yapılan spor organizasyonuna veya yarışmalara
olan ilgisinin azalması reklâm ve sponsorluk gelirlerinin önünü kesecektir.
Bundan dolayı sporculara yapılması gereken doping kontrolleri tekniğine uygun
yapılmamaktadır. Doping kullanımının çok yaygın olduğu bilindiği halde,
kontroller geciktirilmekte ve adeta sporcuların temiz çıkması için elden gelen
her şey yapılmaktadır.
Bu çalışmanın amacı, spor ahlakının sorunlarından biri
olan doping ve spor organizasyonlarındaki görünü-münü sosyolojik, ekonomik ve
psikolojik açıdan irdelemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Kasım 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Cilt: 6 Sayı: 1 |