The People's Republic of China, which followed a mostly low-profile, peaceful foreign policy discourse until 2014, has made it one of the first priorities of its foreign policy not to be perceived as a threat in world politicsSince 2014, this foreign policy discourse has been gradually abandoned, and China has switched to a foreign policy discourse that puts itself first as a regional leader and then as a global leader and emphasizes that it should have a say in the solution of world problems. There are three interrelated main components of this new foreign policy discourse that have bee identified. The first is China's claim to be a model and leading country, the second is the emphasis on ancient Chinese civilization and the third is the more intense use of anti-Western discourse in foreign policy discourse. Aim of this study is to analyze this shift in China’s foreign policy discourse. For this purpose firstly, the great economic development of China will be examined. Then, the moves of China to increase its influence in world politics by using the tools brought by this economic development will be discussed. Finally, the new foreign policy discourse developed by China in parallel with its economic development and its increased political influence in the world thanks to this development will be analyzed with examples from the discourses of high-level state officials.
2014 yılına kadar daha çok düşük profilli, barışçı bir dış politika söylemini takip eden Çin Halk Cumhuriyeti, dünya siyasetinde bir tehdit olarak algılanmamayı dış politikasının birinci önceliklerinden biri haline getirmiştir. 2014 yılından itibaren bu dış politika söylemi yavaş yavaş terk edilmiş, Çin kendisini önce bir bölgesel lider, daha sonra da küresel bir lider olarak öne çıkaran ve dünya sorunlarının çözümünde söz sahibi olması gerektiğini vurgulayan bir dış politika söylemine geçiş yapmıştır. Bu yeni söylemin tespit edilen birbiriyle bağlantılı üç ana parçası vardır. Birincisi Çin’in model ve lider ülke olma iddiası, ikincisi antik Çin uygarlığının öne çıkarılması ve üçüncüsü de Batı karşıtı söylemin dış poltika söyleminde daha yoğun kullanımıdır. Bu çalışmanın amacı Çin’in dış politika söylemindeki bu değişimi analiz etmektir. Bu amaçla önce Çin’in gerçekleştirdiği büyük ekonomik kalkınma incelenecektir. Daha sonra Çin’in bu ekonomik kalkınmanın getirdiği araçları da kullanarak dünya siyasetinde nüfuzunu arttırmak için yaptığı hamleler ele alınacaktır. Son olarak da Çin’in ekonomik kalkınması ve bu kalkınma sayesinde dünyada arttırdığı siyasi nüfuzuyla paralel olarak geliştirdiği yeni dış politika söylemi üst düzey devlet yetkililerinin söylemlerinden örneklerle analiz edilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Haziran 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 14 Mart 2023 |
Kabul Tarihi | 28 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 9 Sayı: 1 |