İstidlâl kavramı kelam, mantık ve fıkıh ilimlerinde kullanılan bir kavramdır. İstidlâl kavramının delil kelimesiyle yakın bir ilişkisi bulunmaktadır. Delil kelimesi bilinmeyenin bilgisine ulaştırmayı amaç edinen bir kanıt olarak ifade edilir. İstidlâl ise delilden hareket ederek, bilinmeyenin bilgisine ulaşma veya bilinmeyenin bilgisini doğrulama ve yanlışlama yöntemi olarak tanımlanabilmektedir. İslam hukuk usûlünde, Kitap, Sünnet, icmâ, ve kıyas, dört asli delil olarak kabul edilmektedir. Bu temel deliller, İslam hukukunun esas dayanakları arasında öne çıkmakta ve hukuki hükümlerin çıkarılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bunun yanı sıra, müçtehitler kendi ictihad anlayışlarına göre, hukuki hükümleri çıkarmak için istishâb, telâzüm, istihsân ve istislâh gibi istidlâl adı verilen çeşitli delillere başvurmuşlardır. Bazı usûl bilginleri istidlâli kıyasın bir parçası olarak görmektedir. Ancak kıyas, iki farklı konunun ortak illetten kaynaklanan hükmünü başka bir konuya uygulama yöntemidir. Oysa istidlâl, bir hüküm çıkarım yöntemi olmasına rağmen sınırları belirsiz olan bir yöntemdir. Nitekim bazı usûl bilginleri, kıyasla farklı olduğuna vurgu yaparak istidlâli genel bir şekilde kıyas dışındaki yöntemlerle hüküm elde etme yolunu ifade eden “usûlle istidlâl” terimini kullanmışlardır. Usûlle istidlâl, kalıcı ve sürekli kaideler olarak ifade edilen prensipleri içermektedir. İstidlâl konusunda usûl bilginleri arasında farklı anlayışların olması, bu kavramın ne anlama geldiği ve sınırlarının nerede çizileceği konusunda bir belirsizlik bulunmaktadır. Kimi usûl bilginleri, istidlâlın sadece mantıksal düşünce sürecine dayalı bir çıkarım olduğunu savunurken, diğerleri daha geniş bir perspektiften ele alarak istidlâli, akılcı düşünce, mantık, ve argümantasyon süreçlerini içeren bir kavram olarak değerlendirmektedir. Bu çalışmada, ilk dönem usûl bilginlerinden başlayarak Gazzâlî'den sonraki usûl âlimlerinin istidlâl kavramına yükledikleri anlamlar incelenmiş ve istidlâlin fıkıh usûlü içindeki kavramsallaşma ve tarihsel gelişimi ele alınmıştır. Çalışmada, istidlâl kavramının fıkıh usûlü içindeki tarihsel süreçteki anlamlarına odaklanarak kıyas ile arasındaki farklılıklar belirlenmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda, istidlâlin diğer disiplinlerdeki tanımına ve ilişkili kavramlara değinilmemiştir.
The concept of "Istidlāl " is used in the disciplines of theology, logic and fiqh. It is closely related to the term "evidence". The term "evidence" means a proof that aims to provide information about the unknown. "Istidlāl ", on the other hand, can be defined as a method of reaching or verifying knowledge about the unknown based on evidence. In Islamic jurisprudence, the Book, Sunnah, ijma, and qiyās are considered as the four main evidences. These basic evidences stand out among the main pillars of Islamic law and play an important role in deducing legal judgements. In addition, according to their own understanding of ijtihad, mujtahids used various evidences called Istidlāl , such as " istiṣḥāb " (presumption of continuity), "telazum" (logical consistency), " istiḥsān " (judicial preference) and " istiṣlāḥ " (observance of the public interest), to deduce legal rulings. Some legal theorists consider "Istidlāl " as a part of syllogism. However, syllogism is the process of applying the judgement of a certain matter to another matter based on a common cause (causality). Moreover, some scholars emphasise that "ıstidlāl" is different from syllogism and use the term "ıstidlāl with usūl " to refer to the general method of obtaining legal rulings through non-syllogistic means. Istidlāl with Usūl includes principles that are expressed as permanent and permanent principles. The fact that there are different understandings of the concept of ıstidlāl among the scholars of al-usūl an ambiguity as to what this concept means and where its boundaries should be drawn. While some of the scholars of 'usūl argue that ıstidlāl is only an inference based on the process of logical thought, others consider ıstidlāl as a concept that includes rational thought, logic, scientific proofs and argumentation processes from a broader perspective. This study examines the meanings attributed to the concept of ıstidlāl by the early scholars of usul al-fiqh starting from the first period of usūl scholars and after al-Ghazālī, and discusses the conceptualisation and historical development of ıstidlāl in usul al-fiqh. The study focuses on the meanings of the concept of ıstidlāl in the historical process in the usūl al-fiqh and tries to determine the differences between it and qiyās. In this context, the definition of ıstidlāl in other disciplines and related concepts are not mentioned.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 21 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 3 |