Kitap İncelemesi
BibTex RIS Kaynak Göster

Paşadairesi (Fahrettin Kulu ve Hacıveyiszâde Mustafa Kurucu Hoca Efendilerin Hayatı)

Yıl 2006, Cilt: 4 Sayı: 1, 195 - 200, 30.06.2006

Öz

Türkiye’de eskiden beri ‘hâl tercemesi’ ve ‘hatırât’ türü eserler maalesef çok az kaleme alınmıştır. Bu az sayıdaki çalışmadan birisi de Prof. Dr. Ali Osman Koçkuzu Hocamız tarafından kaleme alınan ve Konya’da büyük hizmetler yaparak rahmet-i Rahmân’a kavuşmuş olan Fahrettin Kulu ve Hacıveyiszâde Mustafa Kurucu Hoca Efendilerin hayatlarını anlatan Paşadairesi adlı çalışmadır. Esere Önsöz’deki şu ifadelerle girilmektedir: “Allah’a hamd ediyoruz. Çünkü elli yılı aşkın bir gecikmeden sonra, bir zamanlar Konya’nın sahip olduğu, ama şimdi rahmet-i Rahmân’a kavuşmuş olan iki büyük mürebbîmizi, muallimimizi ve ahlâk önderimizi, din büyüğümüzü anlayabildiğimiz kadarıyla yazma imkânı lütfetti. Yapılması zorunlu ve hayırlı bu işin, bugüne kadar gecikmesi bizim hatamızdır. Bu gecikme, onların değerlerini bugüne kadar takdir edip bilemediğimiz anlamına alınmamalıdır. Değişik sebepler, elbette ihmâlimizden çok daha ziyade idi” (s. 5). Ardından, önsöze ‘son yüzyılın eğitim ve öğretim tarihinin gerçekten tetkike değer’ olduğuna vurgu yapılarak devam edilmektedir. Hocamızın bu düşüncesine aynen katıldığımızı ifade ediyor, biz de bu alanda çalışma gayreti içerisinde olan birisi olarak, daha çok sayıda ve geniş kapsamlı araştırmaların yapılıp, gelecek nesillere olup-bitenlerin yazılı miras halinde devredilmesi gerektiğini ifade etmek istiyoruz. 

Kaynakça

  • Hadis Tetkikleri Dergisi, (HTD), IV/1, 2006.
Yıl 2006, Cilt: 4 Sayı: 1, 195 - 200, 30.06.2006

Öz

Kaynakça

  • Hadis Tetkikleri Dergisi, (HTD), IV/1, 2006.
Toplam 1 adet kaynakça vardır.

Ayrıntılar

Birincil Dil Türkçe
Konular Din Araştırmaları
Bölüm Makaleler
Yazarlar

Mustafa Öcal Bu kişi benim

Yayımlanma Tarihi 30 Haziran 2006
Yayımlandığı Sayı Yıl 2006 Cilt: 4 Sayı: 1

Kaynak Göster

APA Öcal, M. (2006). Paşadairesi (Fahrettin Kulu ve Hacıveyiszâde Mustafa Kurucu Hoca Efendilerin Hayatı). Hadis Tetkikleri Dergisi, 4(1), 195-200.
AMA Öcal M. Paşadairesi (Fahrettin Kulu ve Hacıveyiszâde Mustafa Kurucu Hoca Efendilerin Hayatı). HTD. Haziran 2006;4(1):195-200.
Chicago Öcal, Mustafa. “Paşadairesi (Fahrettin Kulu Ve Hacıveyiszâde Mustafa Kurucu Hoca Efendilerin Hayatı)”. Hadis Tetkikleri Dergisi 4, sy. 1 (Haziran 2006): 195-200.
EndNote Öcal M (01 Haziran 2006) Paşadairesi (Fahrettin Kulu ve Hacıveyiszâde Mustafa Kurucu Hoca Efendilerin Hayatı). Hadis Tetkikleri Dergisi 4 1 195–200.
IEEE M. Öcal, “Paşadairesi (Fahrettin Kulu ve Hacıveyiszâde Mustafa Kurucu Hoca Efendilerin Hayatı)”, HTD, c. 4, sy. 1, ss. 195–200, 2006.
ISNAD Öcal, Mustafa. “Paşadairesi (Fahrettin Kulu Ve Hacıveyiszâde Mustafa Kurucu Hoca Efendilerin Hayatı)”. Hadis Tetkikleri Dergisi 4/1 (Haziran 2006), 195-200.
JAMA Öcal M. Paşadairesi (Fahrettin Kulu ve Hacıveyiszâde Mustafa Kurucu Hoca Efendilerin Hayatı). HTD. 2006;4:195–200.
MLA Öcal, Mustafa. “Paşadairesi (Fahrettin Kulu Ve Hacıveyiszâde Mustafa Kurucu Hoca Efendilerin Hayatı)”. Hadis Tetkikleri Dergisi, c. 4, sy. 1, 2006, ss. 195-00.
Vancouver Öcal M. Paşadairesi (Fahrettin Kulu ve Hacıveyiszâde Mustafa Kurucu Hoca Efendilerin Hayatı). HTD. 2006;4(1):195-200.

İlim Tasavvurumuz Üzerine…

İslâm ilim geleneği, ihtiva ve temsil ettiği zâhirî, aklî, felsefî ve irfânî zenginliği ile küllî bir gerçekliği yansıtmaktadır. Söz konusu zenginlik alanlarının her birisi meşrûiyyetini, kendi usûlü dairesinde hakikat arayışı süreci içerisinde bulunuşuyla temellendirmektedir. Başlı başlarına müstakil birer ilim dalı olmaları ve bunun neticesinde tarifi, gayesi ve mesâili itibariyle sınırları belirgin olsa da, ortak bir tasavvura aracılık etmeleri dolayısıyla kaçınılmaz biçimde, bünyesinde sair ilimlerle kendi zaviyelerinden müştereklikler barındırır. Ne var ki, kendine has mesâildeki farklılaşmalar, bütünün temsil ettiği küllî tasavvurun varlığına engel değildir.
Geçmişte ve günümüzde, geleneğin bu yönü gözden kaçırıldığında, ilimler arası irtibat, sözü edilen müştereklikler üzerinden değil, ayrışmalardan hareketle kurulmaya çalışılmıştır. Esasen İslâm ilim geleneğini, ilimler arası iç çekişmelerin ve tartışmaların odağı olarak görmek böyle bir yaklaşım neticesinde ortaya çıkmıştır. Kadîm ilim geleneğimizi fikrî karışıklığın odağı olarak görme zafiyetini sadece şarkiyat geleneğinin bir refleksi imiş gibi kabul etmek kolaycı bir yaklaşımdır. Şarkiyat geleneği ‘ötekinin duruşunu’ temsil ettiği için dikkate alınması ve zafiyetlerine odaklanılması gereken, ‘öteki’lerin dışında kalanlar, yani ‘biz’ olmalıyız.
İlim ehli taifeyi teşkil eden bizlerin bu süreçte yapması gereken, dışardan ve çatışma odaklı yaklaşımı bir yana bırakıp; kendilerini İslâm tasavvurunu zayıflatmaya adamış kişilerin yöntemlerinin üst dilini keşfederek, benzer hatalara düşmekten kurtulmak, muhtelif ilimleri aynı müştereklikte cem eden kadîm geleneğimizin üst tasavvuruna odaklanmaktır.
İslâm toplumu olarak, fikrî hamlemizi gerçekleştirmemiz, körü körüne taklîdi bir yana bırakıp, bize ait değerler manzumemizi keşfetmemize bağlıdır. Modern çağın bilgi üzerindeki bizi kuşatan tahakkümü ve kendi değerlerini bize taşıyan imkânlarını ‘mihengimize’ vurmadan özümseme, bizi sürekli olarak kimliğimizden uzaklaştırmaktadır. Günümüzde öğrendiğimiz en önemli esas, ‘bilginin/ma‘lûmâtın’ kutsallığı iddiasıdır. Oysa her dönemde, mukaddes olan hakikat ve ma‘rifettir. Bir başka ifade ile varlığımız meşrûiyyetini bilgi peşinde koşmamızdan değil, hakikat yolcusu olmamızdan almalıdır.
Doğru yanlış her türlü bilginin kutsanması sebebiyledir ki, arama motorları ve sosyal medya plâtformaları üzerinden paylaşılan veriler, tıpkı, geçmişte ilimler ve ilim ehli arasında sadece ma‘lûmâta odaklanıldığında, ilimler arasındaki müşterek zeminin fark edilememesi ve İslâm tarihinin çatışmalar tarihi şeklinde algılanması gibi, bir ölçüye vurulmaksızın yaygınlığı nisbetinde doğru ve tayin edici bir konum ihrâz etmiştir. Bizler geçmişin ve günümüzün tecrübesinden istifade ederek, tekrar aynı hataya düşmediğimizden emin olmalıyız.
Şu halde, ilim ehline düşen, öncelikle ilimlerin usûlleri ve telif tarzlarının müşterekliğini temin eden ‘üst dilini’; bir başka ifade ile ‘küllî tasavvurunu’ keşfe yönelik gayretlerini arttırmaktır. İlmin bugünkü temsilcilerinin, İlâhî hakîkati zâhirî, aklî, rûhî, kalbî, irfânî plânda idrak için ömür tüketen geçmiş âlim, hakîm ve ârifler ile eserler üzerinden bağ kurmak suretiyle, onların arayış tecrübelerinden istifade etmeleri, ilimleri kuşatan küllî tasavvurun idrâkini mümkün kılacaktır. Bizi küllî tasavvura ulaştıracak olan vasıta, bazen dilin sunduğu imkânlar, bazen akıl, mantık ve felsefenin hâsıl ettiği kazanımlar, bazen de kalbin ve irfânî geleneğin ulaştığı hakikatler olabilecektir.
Bütün bu hususların arayışı içerisinde olan, Hadis Tetkikleri Dergisi (HTD) aracılığı ile de, bize ait duruşa ve müşterek tasavvuru keşfin zaruretine dikkat çekmeyi kaçınılmaz görüyoruz. Bir başka ifade ile, tedbirimizi alıp, tedârikimizi ikmâl ederek seyrimize devam etmenin mutlak ihtiyacımız olduğunu fark ederek, ‘cihet-i vahdemizi’ yeniden hatırlamalı, uydu olmaktan, ezilmişlikten kurtulmalı, kendimize ait usûl, ulemâ ve kitâbiyâta dönmeli, ilmî düşünüşümüzü yeniden ‘âlî tasavvurumuza’ uygun hâle getirmeliyiz.
Kırk ikinci sayımızla, akademik dergicilikte kemâle erdiğimizin göstergesi olarak, kesintisiz yayın hayatını sürdürerek, geride bıraktığımız ilk yirmi yılın ardından, Hadis Tetkikleri Dergisi’nin bu nüshasında; hadis ilimlerinin muhtelif alanlarında ilginizi çekecek tetkiklere yer verdik. İslâm coğrafyasının uzak diyarlarının tasavvurlarını bize sunan makaleler, eser tetkikleri, bilimsel etkinlik ve kitap tanıtımları bu sayımızda sizlerin ilgisine arz ettiğimiz içeriğimizdir.
Destekleriniz sayesinde muhteviyâtı daha da zenginleşecek olan Hadis Tetkikleri Dergisi (HTD) işaret edilen hususlarda bize iletilen her türlü talebe açık olup, bütün imkânlarını kullanarak arzu edilen hususlarda yazarlarımızın yanında olmaya çalışacaktır.
Geride bıraktığımız yirmi yıl ve kırk iki sayı boyunca Hadis Tetkikleri Dergisi’ne (HTD) destek olan, sahip çıkan, bizleri cesaretlendiren, yazılarıyla bizi onurlandıran hayatta olan ve ahirete irtihal eden bütün hoca ve kardeşlerimize şükranlarımızı sunarken, bundan sonra da HTD’nin imkânlarının, araştırmacılarımızın hizmetinde olduğunu te’yîden ifade istiyoruz. Gelecek sayılarımızda görüşmek dileğiyle...
Saygılarımızla...

İbrahim HATİBOĞLU