Göç, yüzyıllar boyunca bireylerin ve toplumların gerçekleştirilmiş olduğu insan hareketliliğidir. Bu hareketlilik neredeyse uygarlık tarihinin başından beri gerçekleşmiş olup günümüzde halen pek çok kişi siyasi, ekonomik, kültürel, sosyal vb. nedenlerden ötürü göç etmeyi tercih etmekte ya da göç edilmeye zorunlu bırakılmaktadır. Nedeni her ne olursa göçlerde ortak olan nokta şüphesiz bireyin ya da toplumun gittiği yerde daha iyi şartlara sahip olabilme arzusudur.
Muhacir, göç ile birlikte sıklıkla dile getirilen bir kavram olup en genel tanımı ile göç eden kişi olarak ifade edilmektedir. Osmanlı Devleti’nde 18. yy ve sonrasında yapılan savaşlar sonrasında pek çok kişi göç etmek durumunda kalmış ve bu kişiler için de yaygın olarak muhacir ifadesi kullanılmıştır. Söz konusu savaşlardan biri olan 1877-1878 Osmanlı-Rusya Savaşı’ndan sonra Batum’un Rusya’ya savaş tazminatı olarak bırakılmasından sonra, bölgede yaşayan ahali baskı sonucu göç etmeye karar vermiştir. Sahip olduğu coğrafi özellikler, iklim, tarım potansiyeli ve ticari faaliyetler bakımından avantajlı olması nedeniyle Tokat muhacirler tarafından sıklıkla tercih edilen yerlerden olmuştur. Bununla birlikte, Batum muhacirlerinin en yoğun olarak yerleştirildikleri yer Niksar kazası olmuştur.
Günümüzde Niksar’da Batum ve havalisinden gelen muhacirlerin oluşturduğu 13 köy bulunmaktadır. Bu köyler; Sorhun, Akıncı, Örenler, Oluklu (Pöhrenkli), Tepeyatak, Mercimekdüzü, Ustahasan, Osmaniye (Düzkırık), Köklüce (Fatlı), Dalkaya (Gidiver), Musapınarı, Mahmudiye ve Muhtardüzü’dür. Mahmudiye köyü hariç diğer 12 köy genellikle Gürcü asıllıdır. Bu çalışmada söz konusu köyler arasında yer alan Niksar kazası Sorhun köyünde iskân edilen Batum muhacirlerinin araştırılması hedeflenmiştir. Buna göre Niksar kazası Sorhun köyünde iskân edilen Batum muhacirleri ile ilgili kayıtlar incelenmiştir. Ayrıca köyde yaşayan üç kişi ile görüşülerek sözlü tarih çalışması da yapılmıştır.
Sorhun köyünde muhacirler gelmeden önce Rum nüfus yaşamaktaydı. Sorhun köyünde iskân edilmiş olan muhacirler boş arazilere ve köyden ayrılan Rum ahaliden boşalan yerlere yerleştirilmiştir. Kalan Rumlarla, muhacirler yaklaşık kırk yıl beraber yaşadıktan sonra Lozan Antlaşmasında alınan mübadele kararına göre diğer Rumlar da göç etmişlerdir. Sorhun köyüne yapılan göçlere bakıldığında Batum ve Artvin dolaylarından gelen Gürcü muhacirlerin çoğunlukta olduğu görülmektedir. Göç edip gelenlerin yaşadıkları sorunların en başında iskân problemleri gelmektedir. Gürcü muhacirler ile yerli ahali arasında arazi meselesinden dolayı sorunların çıktığı görülmüştür.
Sorhun köyünde yaşayan Gürcü muhacirlerin sosyo-kültürel ve ekonomik hayatlarına yönelik saha araştırması sonucunda Gürcü kültürünün köyde istenilen düzeyde yaşatılamadığı görülmüştür. Gürcüceyi elli yaşın üzerinde olan bazı kişilerin konuştuğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte genç kuşaklarda Gürcüce konuşabilen kişi sayısının oldukça az olduğu belirlenmiştir. Benzer şekilde Gürcü yemekleri de eskiye göre daha az yapılmaktadır. Köyde özellikle son 30 yıl içinde İzmit ve İstanbul’a göç yaşandığı belirlenmiştir. Ayrıca Almanya’ya göç eden köylülerin de olduğu görülmüştür. Son yirmi yıla kadar evlilikler sadece Gürcüler arasında yapılmakta iken günümüzde bu anlayıştan vazgeçilmiştir. Köylülerin kendilerini Türklerden farklı görmedikleri bununla birlikte Türklerin de kendilerine karşı ayrımcı bir tutuma sahip olmadığı belirlenmiştir. Çalışmada elde edilen bulgular sonucunda Sorhun köyünde yer alan muhacirlerin bazılarının ata toprakları ve akrabaları ile irtibatları halen devam etse de köyün genelinde Gürcü kültürüne ait izlerin ve uygulamaların giderek kaybolduğu değerlendirilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 7 Sayı: 2 |
Dergimizin Tarandığı İndeksler
International Anatolia Academic Online Journal / Sosyal Bilimler Dergisi
e-ISSN 2148-3175