İlhan Tekeli, yaklaşık 50 yıllık süreçte yükseköğretim meselelerine yönelik birçok makale ve kitap yazmış, konuşmalar yapmıştır. Bu çalışma, İlhan Tekeli’nin Türkiye yükseköğretim tarihi, sorunları ve yükseköğretimdeki dönüşümler ile yükseköğretimde özerklik, büyüme ve kalite konularını nasıl tartıştığına odaklanmıştır. Tekeli’ye göre ideal üniversite, rektörünün öğretim üyeleri tarafından seçildiği Humboldt tarzı üniversitedir. Ona göre İkinci Dünya Savaşından sonra üniversite dönüşmeye başlamış ve özerkliğini kaybetmiştir. Türkiye’de ise üniversitelerin 1946 yılında elde ettiği 1961 Anayasası ile kurumsallaştırdığı özerklik, YÖK’ün kurulmasıyla sona ermiştir. YÖK oldukça geniş yetkilere ve aşırı merkeziyetçi bir yapıya sahip olarak üniversiteler üzerinde denetimi iyice artmıştır. Ayrıca, Tekeli idari özerkliği üniversiteye içkin temel özellik olarak tanımlamıştır. Tekeli’ye göre aşırı güçlü ve yetkili rektörlerin varlığı öğretim üyelerinin akademik özgürlüğü ve katılımcı yönetim için en önemli sorunlardan biridir. Tekeli, üniversite özerkliğini sağlayacak, üniversiteleri daha demokratik kılacak bir reform ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Tekeli, yükseköğretim sisteminin büyümeye gereksinimi olduğunu ancak sistemin büyümesi için nitelikli doktoralı öğretim elemanlarının yetiştirilmesine öncelik verilmesi gerektiğini vurgulamıştır.
For about 50 years İlhan Tekeli has been a paramount figure who has written many articles and books on higher education issues in Turkey. This study focuses on how Tekeli discusses Turkey's higher education history, problems and autonomy in higher education, evolution of higher education, growth and quality issues. Tekeli claims, in 1946 universities became au-tonomous and the autonomy constitutionalized with the 1961 Constitution, which gave universities a broader autonomy. But after the establishment of the Board of Higher Education (BHE) in 1981, universities lost their autonomy, and were put under the control of central administration with the increased pressure over the universities. Tekeli defined administra-tive autonomy as a key feature of the university. For Tekeli, extremely strong and exceptional powers of rectors bring about hardly impossible to mention the freedom of faculty members and a participatory administration.Tekeli stated that there is a need for a reform that will provide autonomy and make universities more democratic. Also, Tekeli emphasized that expansion of the higher education system cannot be assured by without giving priority to the training of qualified doctorate academics
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 11 Sayı: 29 |