Turizm endüstrisinde kadın çalışan sayısı fazla olmasına rağmen kadınlar üst yönetim kadrolarında yeteri kadar yer alamamaktadır. Bir metafor olarak üst yönetim kadrolarına çıkamama nedenlerinden olan cam tavan; kadınların kurumsal merdivenden ilerlemelerini ve üst düzey konumlara gelmesini engelleyen görünmez veya suni engeller olarak tanımlanmaktadır (Khuong ve Thi Lan Chi, 2017). Aslında cam tavan sendromu sadece kadın çalışanlarda görülmemekte, erkekler ve farklı etnik gruplar için de söz konusu olduğu tartışılmaktadır (Weyer, 2006). Bu araştırmanın amacı; cam tavan sendromu ile örgütsel güven ve işten ayrılma niyeti arasındaki ilişkilerin belirlenmesi ve demografik özelliklerden cinsiyetin ölçekler ile arasındaki farklılıkların belirlenmesidir. Cam tavan sendromunun sadece kadınlar arasında görülmediği düşünülerek, araştırmada nicel yöntemlerden olan anket tekniği, konaklama işletmelerinde hem kadın hem de erkek çalışanlardan veriler toplanmış ve analiz edilmiştir. Analizler SPSS programı kullanılarak yapılmıştır. Araştırma sonrasında elde edilen bulgulara göre, kadınların cam tavan sendromunun alt boyutları olan; kişisel tercih algıları, basma kalıp yargılar (stereotipler), mesleki ayrım, informal iletişim ağlarına katılamama, erkeklere oranla daha fazla etkilendikleri bulunmuştur. Örgüte güven ve yöneticiye güven alt boyutlarında ise, erkek çalışanların kadın çalışanlara oranla daha fazla örgüt ve yöneticilerine güvendikleri görülmüştür. Örgütsel güven ile işten ayrılma niyeti arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir.
Cam tavan sendromu örgütsel güven işten ayrılma niyeti konaklama işletmesi çalışanları.
Although the number of female employees in the tourism industry is high, female employees cannot take place in the senior management staff sufficiently. As a metaphor, the glass ceiling syndrome, which is one of the reasons for not being able to reach senior management positions; It is defined as invisible or artificial barriers that prevent women from advancing on the corporate ladder and reaching senior positions (Khuong & Thi Lan Chi, 2017). In fact, the glass ceiling syndrome is not only seen in female employees, it is discussed that it is also in question for men and different ethnic groups (Weyer, 2006). The aim of this study is to determine the relationships between glass ceiling syndrome, organizational trust and turnover intention, and to determine the differences between demographic characteristics, gender and scales. The survey technique, which is one of the quantitative methods, was collected and analyzed from both female and male employees in accommodation enterprises, since it is known that the glass ceiling syndrome is not only seen among women. Analyzes were made using the SPSS program. The findings obtained in the study are as follows. Sub-elements of the glass ceiling syndrome; It has been observed that women are affected more than men in the dimensions of personal preference perceptions, stereotypes, occupational discrimination, and inability to participate in informal communication networks. In the sub-dimensions of trust in the organization and trust in the manager, it was seen that male employees trust the organization and their managers more than female employees. A negative significant relationship was found between organizational trust and intention to leave.
Glass ceiling syndrome organizational trust turnover intention hospitality business employees.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Turizm (Diğer) |
Bölüm | Özgün Bilimsel Makale |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 6 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 5 Sayı: 2 |