Yatırım fonu, halktan katılma belgeleri karşılığında toplanan paralarla, belge sahipleri hesabına, riskin dağıtılması ilkesi esasına göre belli varlıklardan oluşan portföyü işletmek amacıyla kurulan mal varlığı olarak tanımlanabilir.
Yatırım fonları, gerek uzun vadeli fon ihtiyacı içinde olan kurumlar ve devlet, gerekse tasarruflarını profesyonel bir biçimde ve daha kârlı ve likit alanlarda değerlendirmek isteyen bireyler için oldukça önemli bir yatırım aracıdır. Şu an yürürlükte olan mevzuata göre Türkiye’de uygulanan yatırım fonlarında yatırımcılar sermayelerini belli bir ücret / komisyon karşılığında yatırım fonu yöneticilerine teslim etmektedirler. Yapılan yatırım sebebiyle oluşacak kâr ve zarar bütünüyle yatırımcılara aittir. Dolayısıyla risk ve getirinin paylaşımı söz konusu olmamaktadır.
Makalemizde, yatırım fonlarının, yapılacak bazı mevzuat değişiklikleri ile yatırım fonu ile yatırımcıların emek-sermaye (mudarabe) veya sermaye (müşarake) ortaklığı yapmak suretiyle kârı ve zararı (riski) âdil bir şekilde paylaşarak işletilmesinin de mümkün, caiz ve ekonomi için faydalı olduğunu göstermeye çalıştık. Mudarabe akdinin esas alınması halinde yatırımcılar sermayedâr (rabbü’l-mâl), yatırım fonu ise işletmeci (mudarib); müşarake sözleşmesinin esas alınması durumunda ise her iki taraf da ortak (müşarik) sıfatıyla kârdan pay almayı hak edeceklerdir.
Yatırım fonu İslami Yatırım Faizsiz Bankacılık ve Finans İslam Hukuku Fıkıh
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Finans, Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 8 Sayı: 3 |