In Turkish grammar literature, numeral adjectives are classified as asıl sayı sıfatı “principal numeral adjective”, sıra sayı sıfatı “ordinal adjective”, kesir sayı sıfatı “fraction adjective”, üleştirme sayı sıfatı “distribution adjective” and topluluk sayı sıfatı “community adjective”. This classification is insufficient to define the type of numeral adjectives in structures such as yetmiş küsur yaşında “seventy-odd years old”, yüz kadar insan “about a hundred people” and kırkın üzerinde insan “more than forty people”. Here in this article, we propose the concept of belirsiz artıklı (küsurlu) sayı sıfatı “indefinite residual number adjective” for the type of numeral adjectives found in structures such as “one hundred-odd years old”. Therefore, we call the adjective part here as belirsiz artıklı (küsurlu) sayılar “indefinite residual numbers”.
In both historical and contemporary Turkish dialects, different words are used while rounding the relatively unimportant parts after the numbers ten and above (ten, twenty … hundred, thousand, hundred thousand, million, billion, etc.). In today’s Turkey Turkish, the Arabic origin the word “küsur” is used in the written language for this purpose. In the spoken language of Turkey Turkish, in other Turkish dialects and historical Turkish written languages, question words meaning “how many, how much” or adjectives meaning “this much, that much” are used for this purpose. What is most common among them is the interrogative adjective nice “how many, how much” and its allomorphs. These numbers, which we call indefinite residual numbers, essentially take on the task of numeral adjective in Turkish.
In the Manas epic, which is almost an encyclopedia for Kyrgyz culture, indefinite residual numbers are expressed with the words neçe and kança, which mean “how many”. In addition, the derivation of indefinite residual numbers with the word bunca by Âşık Ömer, one of the Anatolian-Crimean folk poets, shows us that Turkish needs such an expression and meets this need with Turkish words.
In the classical period poetry, the numbers one hundred, one thousand and one hundred thousand carry the expression of multiplicity, extremism and exaggeration, apart from their real meaning. Likewise, when these numbers are converted to indefinite residual numbers (eg, yüz nece yara, bin kaç yıl etc.), the resulting number now conveys a meaning such as “more than most, most of all”. For this reason, it can be said that sometimes indefinite residual numbers are used to increase the degree of exaggeration.
Remainder numbers indefinite residual numbers different functions of quantitative question words. Indefinite residual numbers in classical Turkish poetry
Türkçede sayı sıfatları asıl sayı sıfatı, sıra sayı sıfatı, kesir sayı sıfatı, üleştirme sayı sıfatı ve topluluk sayı sıfatı olarak sınıflandırılmakta ve bu sınıflandırmada “yetmiş küsur yaşında”, “yüz kadar insan” “kırkın üzerinde insan” gibi farklı sayı sıfatları bulunmamaktadır. Bu yazımızda biz, bunlardan “yüz küsur yaşında” için belirsiz artıklı (küsurlu) sayı sıfatı kavramını önermekteyiz. Dolayısıyla buradaki sıfat olan kısmı isim olarak da belirsiz artıklı (küsurlu) sayılar olarak adlandırmaktayız.
Gerek tarihî gerekse günümüz Türk lehçelerinde genelde on ve üstü (on, yirmi … yüz, bin, yüz bin, milyon, milyar vb.) sayılarından sonra nispeten önemsiz sayılan kısımlar yuvarlanarak ifade edilirken değişik kelimelerden yararlanılmaktadır. Günümüz Türkiye Türkçesinde yazı dilinde bu amaçla Arapça kökenli küsur kelimesi kullanılır. Türkiye Türkçesi konuşma dili yanında diğer birçok lehçede ve tarihî Türk yazı dillerinde ise “kaç, ne kadar” anlamlarındaki soru kelimeleri veya “bu kadar, o kadar” anlamlarına gelen sıfatların kullanıldığı görülmektedir. Bunlar içinde ne yaygın olanı nice “kaç, ne kadar” soru sıfatı ve değişkeleridir. Bizim belirsiz artıklı (küsurlu) sayılar olarak adlandırdığımız bu sayılar Türkçede esasen bir tür sayı sıfatı görevini üstlenmektedirler.
Tarihî ve günümüz Türk yazı dilleri yanında özellikle Kırgız kültürünün ansiklopedisi niteliğindeki Manas destanında “kaç” anlamındaki neçe ve kança kelimeleriyle belirsiz artıklı (küsurlu) sayılar türetilmesi bizlere Türkçenin böyle bir ifadeye bir ihtiyaç duyduğunu ve bu ihtiyacı da yine Türkçe kelimelerle karşıladığını göstermektedir.
Klasik dönem şiirinde yüz, bin ve yüz bin sayıları gerçek anlamı dışında çokluk, aşırılık, mübalağa ifadesi taşır. Aynı şekilde bu sayılar belirsiz artıklı (küsurlu) sayılara dönüştürüldüğünde (ör.: yüz nece yara, bin kaç yıl vb.) ortaya çıkan sayı artık “çoktan da çok, en çoktan da çok” gibi bir anlam bildirmektedir. Dolayısıyla belirsiz artıklı (küsurlu) sayıların kimi zaman mübalağayı daha mübalağa etmek için kullanıldığı söylenebilir.
artıklı (küsurlu) sayılar belirsiz artıklı (küsurlu) sayılar miktar bildiren soru kelimelerinin farklı işlevleri Klasik Türk şiirinde belirsiz artıklı (küsurlu) sayılar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim, Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Şubat 2023 |
Gönderilme Tarihi | 22 Şubat 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 5 Sayı: 9 |
International Journal of Volga - Ural and Turkestan Studies
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-No Derivatives 4.0 (CC BY-NC-ND 4.0) International License.