Various
expression styles of religious terminology have been extracted from human
literature to address holy cretaures. Choosing arguments based on human
experience enabling expression on "holy/sacred" has been suggesting a
good point of criticism for those having problem with holy, therefore, with the
transcendental reality. Positivists that have been maintaining increasing
influence to mid-20th century from the 1 8 th century capitalized this aspect
to harshly criticize religion and its utterance. However, the religion, the
other products which belonged to the human, is a component pertain to society
culture. Thus religious utterence has a comprehensible, credible and acceptable
dimension. Collectivist, mono perspective and regular logic rejection is not a
appropriate approach. In order to overcome such a status quo favoured, shallow
perspective and in order to understand the language of a religion of any kind,
one has to refer to the life styles within the society's culture which this
language of religion uses and from there to refer to the different paradigms of
use, consequently to refer to its detailed grammar.
Positivist Religious Language Principle of Verification Metaphysics Ethics
Din
Dili’nin çeşitli söylem tarzları, beşeri literatürden alınarak, kutsal
varlıklara göndermede bulunmak için kullanılmaktadır. Kutsal ile ilgili konuşma
imkânının beşeri tecrübenin ürünü olan argümanlardan seçilmesi, kutsal ve
dolayısıyla aşkın olanla sorunu bulunan çevreler için iyi bir eleştiri
malzemesi olmuştur. Özellikle on sekizinci yüzyılda başlayıp, yirminci yüzyılın
ortalarına kadar etkinliğini arttırarak muhafaza eden pozitivistler bu durumu
bahane ederek dine ve onun söylem biçimine ağır eleştirilerde bulunmuşlardır.
Viyana Çevresi filozofları, özellikle de Alfred Jules Ayer, geliştirmiş olduğu
"Doğrulama İlkesi" vasıtasıyla, Din' i ve ileri sürdüğü bildirimleri,
salt dini içerikli metinlerin kullandığı dilin, objesi ile ilgili
münasebetinden dolayı yok sayma noktasına gelmiştir. Hâlbuki din de, insana ait
diğer ürünler gibi, toplumun kültürüne ait bir unsurdur. Bu nedenle dini söylem
de anlaşılır, inanılır ve kabul edilebilir bir söylem biçimidir. Toptancı, tek
perspektifli ve kuralcı bir mantıkla reddetme girişimi objektif, benimsenebilir
bir yaklaşım değildir. Böyle statükocu, sığ bakış açısını aşmak ve
herhangi bir din dilini anlayabilmek için, bu din dilinin kullanıldığı toplumun
kültürü içerisindeki yaşam tarzlarına, buradan da değişik kullanım
paradigmalarına; dolayısıyla derin gramerine müracaat etmek gerekir.
Bölüm | MAKALELER |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2016 |
Gönderilme Tarihi | 26 Kasım 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 2 Sayı: 1 |
Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.