This study comparatively analyzes the classical Ḥanafī jurisprudential concept of ribā and the contemporary economic concept of interest (including usury). The primary objective of this research is to identify the conceptual boundaries of ribā within the Ḥanafī legal tradition and evaluate the extent to which these boundaries correspond to modern interest-based practices. According to the findings, various civilizations throughout history have either entirely prohibited or strictly regulated interest due to its disruptive societal effects. This historical reality indicates that opposition to interest cannot be reduced solely to a specific legal tradition or ideological stance. In Ḥanafī sources, ribā is treated in relation to concepts such as the uniformity of genus and measurement (cins and miqdār), invalid contracts (ʿuqūd fāsida), and any form of unilateral gain without due compensation, with particular attention given to its underlying legal cause (ʿilla) and its inherently ambiguous (mujmal) nature. In a modern context, the term interest is structurally differentiated into two distinct forms: regulatory, legally permitted interest (interest) and exploitative, usurious practices (usury). The study concludes that the concepts of ribā and interest belong to distinct systems and therefore differ fundamentally in their definitions and implications. Nevertheless, due to an inclusive interpretation guided by caution, these terms have been evaluated within a narrow and cautious framework on a shared conceptual plane. However, it also concludes that certain types of contemporary interest practices aimed strictly at protecting against loss of value and governed by stringent conditions could potentially be reconsidered from a jurisprudential (fiqhī) perspective.
Bu çalışma, Hanefî fıkıh geleneğinde ele alınan ribâ kavramı ile çağdaş ekonomik sistemde câri olan faiz (ve tefecilik) terimini karşılaştırmalı bir perspektifle analiz etmektedir. Araştırmanın temel amacı, Hanefî fıkıh literatüründe ribâya dair kavramsal sınırları ortaya koymak ve bu sınırların çağdaş faiz uygulamalarıyla ne ölçüde örtüşüp örtüşmediğini değerlendirmektir. Elde edilen bulgulara göre, tarih boyunca farklı medeniyetler, toplumsal düzeni bozucu etkilerinden ötürü faizi ya topyekûn kaldırma ya da düzenleme gereği duymuşlardır. Bu durum, faizle mücadelenin belirli bir hukuk sistemine veya belirli bir görüş ve fikriyata indirgenemeyeceğini göstermektedir. Hanefî kaynaklarda ribâ, cins/ölçü birliği, fâsit akitler ve her türlü karşılıksız menfaat olarak ele alınmakta, özellikle illetinin ne olduğu ve mücmel niteliği üzerinde durulmaktadır. Modern bağlamda ise faiz terimi, interest (düzenleyici, yasal faiz) ile usury (sömürüye dayalı tefecilik) bağlamında yapısal bir ayrıma tabi tutulmaktadır. Çalışmanın sonucunda, ribâ kavramı ve faiz teriminin farklı sistemlere ait tanımlamalar olduğu sonucuna ulaşılmış; bununla birlikte, ihtiyata dayalı kapsayıcı yorum gereği, ribâ/faiz tanımlamalarının aynı düzlemde, daraltıcı bir şekilde değerlendirildiği görülmüştür. Ancak, değer kaybının önlenmesini amaçlayan ve sıkı şartlarla sınırlı tutulan günümüz iktisadi anlamında bazı faiz türlerinin, fıkhî açıdan yeniden değerlendirilmesinin mümkün olabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | İslam Hukuku |
| Bölüm | MAKALELER |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 21 Ağustos 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 14 Nisan 2025 |
| Kabul Tarihi | 5 Haziran 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 10 Sayı: 2 |

Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.