Ulus devletlerin büyük bölümünün kurucu miti, homojen bir ulus yaratma ve
mevcut topraklar ile iktidarı bu yolla koruma kaygısı olarak ortaya
çıkmaktadır. Sözü edilen koruma ve/veya korunma pratikleri dahlinde en çok öne
çıkan olgu ise; ulus devlet misyonu çerçevesinde, ulusal-milli değerlerimizi
üzerinden tanımladığımız uluslararası ötekilerimiz ve bu ötekilere dair, ulusal
tüm araçlarla aldığımız önlem ile ürettiğimiz pratiklerdir. Medya ise,
toplumları inandırmada çağın en büyük gücü olarak ön plana çıkmaktadır. Bu
bağlamda, tezin temel kaygısı da, ‘dördüncü güçten birinci güce’ uzanan bir
sıfatlandırma çerçevesinde tartışmalara konu olan medyanın, ulusal ve
uluslararası kaygı ile çıkarlar ekseninde nasıl ve ne ölçüde işlevsel hale
gelebildiğini, Türkiye’de belirginleşen bir örnek olay üzerinden ortaya
koyabilmeye yönelmiştir.
Söz konusu yaklaşım; belirli olaylar, konular ve muhataplar üzerinden
belirginleşen örneklerle ortaya konulabilmektedir. Örneğin; Türk medyasında bu
anlamda öne çıkan konulardan biri de, ilgili medya pratiklerinde açıkça
izlenen, ‘İsrail devletine bakış’ dinamiğidir. Bu tez, İsrail devletine bakışa dair, farklı
genel yayın politikalarına sahip medya organlarında, ortaya çıkan görüş ve
dolayısıyla medya metinlerinde temsil farklılığının, özellikle uluslararası kriz dönemlerinde
belirginleşen yayımlarda daha net anlaşılabileceği kanaatinden yola çıkılarak
yazılmıştır. Tezin içeriğini oluşturmak için, iktidar miti, dini ve sosyal
yargılar üzerinden üretilen yorumlar değerlendirmeye alınmaktadır. Bu
çerçevede, Türk basınının İsrail yargısı çeşitli gazeteler ele alınarak, ortaya
konmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda, Türkiye ve İsrail arasında 2009-2010
yılları arasında şekillenen kriz maddeleri ele alınarak incelenmiştir.
İncelenen gazeteler, Hürriyet ve Cumhuriyet, gazeteleri olmakta, bu gazetelerin
her biri; dönemin farklı genel yayın politikalarına sahip gazeteleri olarak
karşımıza çıkmaktadır. Gazetelerin ilk sayfalarındaki haberlerin başlıkları ele
alınmış, örneklemler, genel amaçsal söylem analizine uygun şekilde
incelenmiştir. İnceleme, ‘Söylem bir mücadele alanıdır’ diyen Dilbilim
Profesörü Norman Fairclough’un geliştirdiği, eleştirel söylem analizi yöntemine
başvurularak yapılmıştır. Amaç, başlıklarda seçilen kelimelerin, metnin üreticisi
basın-yayın kurumunun kullandığı dilin, iktidarla ilişkisini, ideolojik
zeminini, dini bakış açısını ve hedef kitlesine karşı nasıl ortaya koyduğunu
yansıtmaya yöneliktir.
İktidar Türk Medyası Kriz Eleştirel Söylem Analizi Hürriyet Cumhuriyet
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 3 Sayı: 2 |