Bu makale, on sekizinci yüzyıl Habsburg Monarşisi ve Rus Çarlığı üzerine son zamanlarda yapılmış İngilizce yayımlarda sık karşılaşılan “ilerlemeci” [progressive] tavrın bir çözümlemesidir. Makale, iki vesileyle Avrupamerkezcilik tartışmalarıyla dirsek temasındadır: Birincisi, tarihî süreç içerisinde toplumların maddi şartlarında meydana gelen değişimleri dünyevi muvaffakiyetin birincil göstergesi kabul eden ilerlemeci yaklaşımlar, Avrupamerkezci tarihyazımının en belirgin özelliğidir. Makalede gösterileceği üzere bilhassa İngiliz ve Amerikalı tarihçiler, on sekizinci yüzyıl Habsburg ve Rus devletlerinin kurumsal reformlarına odaklanırlar ve bu iki devleti kurumsal reformları ölçüsünde muvakkakiyet sahibi olarak resmederler; böylece tam anlamı ile ilerlemeci anlatılar üretirler. Gerçekte, yine aynı literatürden referanslarla gösterileceği üzere bu devletlerin ne kadar muvaffakiyet sahibi oldukları tartışmalıdır. İkincisi, Habsburg ve Rus tarihsel coğrafyaları tartışmasız bir biçimde Avrupa tarihinin unsurları olmakla birlikte, sosyal ve kültürel sebeplerden ötürü tam anlamı ile Avrupalı/Batılı değillerdir. Her iki devletin toplumsal yapısının kendine has karakteristik özellikleri vardır. Tarihçilerin, bahsi geçen ilerlemeci tutumlarında bu devletleri Avrupalılaştırma/Batılılaştırma amacı güttükleri gözlemlenir ki bu, “Avrupa tarihi içinde Avrupamerkezci” bir tutum olarak dikkat çekmektedir.
Habsburg Monarşisi Rus Çarlığı On Sekizinci Yüzyıl Avrupa Tarihyazımı İlerlemecilik Avrupamerkezcilik
This article is an analysis of the progressive approaches often exhibited in the scholarship in the English language on the eighteenth century Habsburg Monarchy and Russian Tsardom. This article relates to the discussions on Eurocentrism for two reasons: Firstly, interpretation of the transformations in the material conditions of the societies as the primary indicator of material success is the most distinctive characteristic of the Eurocentric historiography. As it will be shown in the article, English and American scholars concentrate on institutional reforms of the Habsburg and Russian states in the eighteenth century, and depict both states as historically successful enterprises so long as the reforms produced new institutional structures. The result is, more often than not, progressivist narratives. In reality, to what extent these two historical entities may be regarded as historically successful enterprises is arguable. And our argument will be substantiated through examples from within the scholarship. Secondly, despite the indisputable fact that much of the historical geographies of both of these states were natural elements of European history, the two states did not operate in a completely European historical framework, primarily due to their idiosyncratic social and cultural milieu which gave both states distinct characteristics when compared to Western Europe. Nevertheless, historians Europeanize the past of these two states through progressive approaches; and they ironically produce ‘Eurocentric narratives in a European historical framework.’
Habsburg Monarchy Russian Tsardom 18th-Century European Historiography Progressivism Eurocentrism
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 3 Sayı: 6 |