Özet:
Vezirlik,
devlet teşkilâtında hükümdarlıktan sonra yer alan ikinci önemli icra makamıdır.
Buna göre vezir hükümdarın bütün işlerini yüklenen, birçok yetkiyi elinde
bulunduran kişidir. Hz. Peygamber (sas) devrinden itibaren Abbâsîler dönemine
kadar istişare geleneği olmakla beraber, vezir unvanlı görevliler devlet
teşkilâtında yer almamıştır. Emevîler döneminde halifenin sırdaşı olarak bu
görevi kâtipler yerine getirmiştir. Abbâsîler, ilk devirlerinde Bizanslılardan
ve Sâsânîlerden etkilenerek vezirlik makamını ihdas etmişlerdir. Vezirlik
makamı, Hârûn Reşîd’in Yahya bin Hâlid’i geniş yetkilerle vezir tayin etmesiyle
en güçlü dönemine ulaşmıştır. Daha sonra Türk devlet teşkilâtında da görülen
vezirlik kurumu, önceki dönemlerin etkisini taşır. Nitekim Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu
devlet teşkilatlarında Abbâsîler, Sâmânoğulları ve Gazneliler örnek alınarak
vezirlik kurumu oluşturulmuştur. Devlet işleri vezirin başkanlık yaptığı Divan
tarafından yürütülmüştür. Harizmşahlar ve İlhanlılar da Büyük Selçuklu
Devleti’nin teşkilât yapısından örnek alarak hükümdarın mutlak vekili olan
veziri geniş yetkilerle merkezi idarenin en üst noktasına yerleştirmişlerdir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 11 Eylül 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 32 |