20. yüzyılın egemen
iktisadi politikası olan neo-liberalizm, birçok alanda olduğu gibi inşaat
sektörü için de yönlendirici güç olmuştur. Türkiye’de 1980’lerin sonundan itibaren neo-liberal ekonominin hayata
geçirilmesiyle, mimarlık mesleği özel sermaye ile daha fazla yüz yüze gelmeye
başlamış ve bu yüz yüze gelme durumu mimarlık pratiğine ve mimara yansımıştır. Bu noktadan hareket eden çalışmanın amacı, 21.
yüzyılda Türkiye’de neo-liberal ekonomi politikaların mimarlık mesleğini,
mimarı ve mimarın eğitimini ne şekilde etkilediğini incelemektir. Bu
amaçla yapılan dönemsel okumalar ve araştırmalar sonucunda, Türkiye’de neo-liberal siyasanın
itici gücüyle yapı sektörüne dayalı bir kalkınma politikasının benimsenmesiyle
mimarlık okullarının ve mimarların sayısının kontrolsüz bir artışa maruz
kaldığı tespit edilmiş ve buna bağlı olarak mimarın işgücü niteliğinin
sıradanlaştığı gözlenmiştir.
Neo-liberalism, the sovereign economic policy of the 20th century, has
been the driving force for the construction sector as it is in many areas. The
aim of this work is to examine how the 21. Century neo-liberal economic
policies in Turkey influences the architect and the architect’s education. As a
result of this purpose, the periodic reading and research, the neo-liberal
policy has the number of a development policy adopted by schools of
architecture and architects based on the construction sector, the driving force
has been found to be exposed to uncontrolled growth and has been observed
accordingly commonplace quality of labor force, the architect of Turkey.
Neo-liberal Economy Architecture Architect Architectural Education Turkey.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 7 Sayı: 3 |