Technology has penetrated every aspect of life and brought security and privacy issues to the forefront of the regulatory landscape. In such a hyper-connected world, security breaches are inevitable. Hence, general legislation in the field of protection of personal data is becoming ubiquitous. The rules are likewise being drafted to ensure the highest degree of privacy and security.
The violation of security requirements can have an unprecedented and catastrophic consequence on data controllers. A security incident can compel the data controller to notify a competent data protection authority of a breach and communicate all facts to affected data subjects. Data breach notification is self-disclosure of the data controller about a personal data-related incident regardless of the intentional or negligent character of the event. The underlying aim of this obligation is to prevent or mitigate all adverse effects or damage deriving from a data breach incident.
This article maps out the legal framework governing data breach notification under the European Union’s law, in particular General Data Protection Regulation and the Turkish Data Protection Law. This article maintains that strict and burdensome data breach notification rules do not serve the interest of data protection of individuals as data controllers could refrain from notification and bury the pieces of evidence. Such a notification-phobia is a major threat to the overall cybersecurity realm. The article emphasizes that there is a need for balanced rules and adequate accountability tools which would encourage data controllers to report any data breach incidents without hesitation.
The author received no grant support for this work.
Teknoloji hayatın her alanına girmiş ve güvenlik ile mahremiyeti en temel regülasyon konusu haline getirmiştir. Her şeyin birbiriyle bu denli bağlantılı olduğu bir dünyada güvenlik ihlalleri kaçınılmazdır. Bunun bir neticesi olarak da kişisel verilerin korunması alanındaki düzenlemeler yaygınlaşmaktadır. Nihayetinde amaç en üst düzeyde mahremiyet ve güvenliği sağlamaktır.
Güvenlik yükümlülüklerinin ihlali veri sorumluları nezdinde benzeri görülmemiş ve yıkıcı sonuçlar doğurmaktadır. Bir güvenlik ihlali veri sorumlusunu, yetkili veri koruma otoritesine ihlali bildirmek ve aynı zamanda ihlalden etkilenen ilgili kişilere olayın detaylarıyla ilgili haber vermek zorunda bırakmaktadır. Veri ihlal bildirimi, veri sorumlusunun kasten veya ihmali olarak gerçekleşmiş kişisel verileri ilgilendiren bir olaya ilişkin kendisini ihbar etmesidir. Bu yükümlülüğün altında yatan temel amaç, bir veri ihlal olayından kaynaklanan tüm olumsuz etkileri veya zararı önlemek veya azaltmaktır.
Bu makalenin amacı Avrupa Birliği’nin veri ihlal bildirimlerine ilişkin temel düzenlemelerini, bilhassa da Genel Veri Koruma Tüzüğünü ve aynı zamanda Türk Kişisel Verilerin Korunması Kanununu incelemektir. Bu makalede katı ve külfetli veri ihlal bildirimi kurallarının veri sorumlularını bildirim yapmaktan imtina edip delilleri yok etmeye ittiği; bu sebeple de bu tür katı düzenlemelerin kişisel verilerinin korunmasına aslında hizmet etmediği tartışılmaktadır. Veri ihlal bildirimi yapma çekincesi genel anlamda siber güvenliğe yönelik önemli bir tehdittir. Bu makale kapsamında veri sorumlularının herhangi bir veri ihlal olayını tereddüt etmeden bildirmesini teşvik edecek dengeli düzenlemelere ve uygun hesap verebilirlik araçlarına ihtiyaç olduğu vurgulanmaktadır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2021 |
Submission Date | April 7, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 70 |