Sanayi devriminden bir asır önce yazmış bir düşünür olarak Locke'un
meşrulaştırmayı amaçladığı bireysel yapıdaki endüstri öncesi mülkiyet biçimidir.
Ne var ki teorisinin 19. yüzyılın liberal düşünürleri üzerindeki belirleyici
etkisinden de anlaşıldığı gibi argümanları zamanının ötesine geçmiş ve değişen
üretim biçimiyle birlikte sosyal bir karaktere bürünmüş olan modern kapitalist
mülkiyetin teorik temelini oluşturmuştur. Emek değer teorisi mülkiyetin
meşrıdaştırıbnastna yönelik bu argümanlar zincirinde kritik bir rol oynamaktadır. Öte yarıdan, Marx özel mülkiyeti yabancılaşmanın temel nedeni ve bireysel, özgürlüklerin önündeki en önemli engel olarak değerlendirmiştir. Özel mülkiyeti
bireysel özgürlüklerin temeli olarak ele alan Locke'un aksine Marx'm elinde emek
değer teorisi özel mülkiyete dayalı kapitalist sistemin eleştirisine yönelik en
önemli araca dönüşür. Makalede iki düşünürün karşılaştırması üzerinden kişisel
mülkiyet haklarını demokrasi ile ilişkilendiren popüler liberal argümanların bir
eleştirisi sunulmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Ocak 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Cilt: 57 Sayı: 1 |