Gelişmiş Batı ülkelerinde ortaya çıkan ve gittikçe gelişen refah devletlerinin, neoliberal düşüncenin ön plana geçmesine kadar olan süreç içerisinde, genel ve sosyal harcamaları ve de harcamaların kaynağını oluşturan vergileri sürekli artırdığı, yoğun bir şekilde sosyal güvenlik, sağlık, eğitim, konut, sosyal refah hizmetleri, transferler vb. gibi hizmetlere yöneldiği görülmektedir.Devletin ekonomideki payının ve artan kamu harcamalarının özellikle 20. yüzyılla birlikte patladığı, II. Dünya Savaşı sonrasından küreselleşmenin başladığı döneme kadar (1945-1975) artış gösterdiği; ancak bu tarihten sonra ise, modern refah devletlerinde izlenen keynezyen politikalar neticesinde artan harcamaların artık bir sorun haline dönüştüğü ve devleti kriz içine soktuğu ileri sürülmektedir.Krizin nedeni, kabaca yüksek toplam talep ve istihdam politikaları, yüksek vergi oranları, cömert sosyal refah devleti harcamaları ve artan devlet müdahaleleri olarak özetlenmektedir. Refah devletinin genişleme olanağı bulduğu dönemden farklı olarak, 1970'lerin sonlarından itibaren devam eden bu süreçte, daha düşük ekonomik büyüme, daha yüksek işsizlik düzeyleri, artan bütçe açıkları ve de nüfusun yaşlanmasından kaynaklanan emeklilik ve sağlık bütçelerinin büyümesi vb. sorunlarla karşılaşılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Sosyal Politika |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Ekim 2010 |
Gönderilme Tarihi | 13 Ekim 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Sayı: 50 |