Sanatçılar yaşadıkları ülkeyi ve ait oldukları toplumların tarihî ve kültürel ögelerini genellikle şiirlerine konu etmektedirler. Kıbrıs Türklerinin tek halk şairi olarak bilinen Âşık Kenzî de doğduğu ada olan Kıbrıs’tan, gezip gördüğü Rumeli coğrafyasından, ait olduğu Osmanlı kültüründen ve tarihinden seçtiği birtakım unsurlarla şiirlerini zenginleştirmiştir. Genellikle Arapça-Farsça sözcükleri seçerek ağır bir dil kullanmayı tercih etmesine rağmen özellikle destanlarında daha sade bir dil kullanmaya özen göstererek her kesimden okuyucuya ulaşmayı başarabilen ender isimlerden biri olmuştur. Meydan şairi olmasına karşın daha çok divan şiirine yakın duran ve kalem şairi olarak anılmak isteyen Kenzî, bazı şiirlerinde ustalığını yansıtmış olsa da genel itibariyle bu anlamda zorlanmış ve istediği başarıyı tam olarak yakalayamamıştır. Kenzî, hece ölçüsünü az sayıda koşma, şarkı ve destanları haricinde pek fazla kullanmamıştır. Şair, eserlerinde çoğunlukla aruzu, aruzlu halk şiiri biçimlerini kullanmış; Kıbrıs adası ve özellikle Osmanlı kültüründen seçtiği birçok tarihî unsurla şiirlerini zenginleştirmiştir. Âşık Kenzî, Ada’dan ayrıldığı dönemlerde de Kıbrıs’la bağını kopartmamış şiirlerinde Kıbrıs’ta önemli işler yapmış şahsiyetlere ve Kıbrıs’ın yerleşim yerlerine değinmiştir. Bununla birlikte Âşık Kenzî eserlerinde Balkan, Trakya ve Mağrip coğrafyalarına da geniş yer vermiştir. Kenzî, özellikle Balkanlar, Trakya ve Kıbrıs’ta yaşamış tarihî şahsiyetleri metinlerde kullanmış; yaşadığı dönemin önemli tarihî olaylarına kayıtsız kalmadan şiir dünyasını tamamen bunlar üzerine inşa etmiş, Kıbrıs kökenli bir Osmanlı-Balkan şairi olarak bilinmektedir.
Artists generally use their homelands and the historical and cultural elements of the societies they belong to as subjects of their poems. Âşık Kenzî, known as the only public poet of the Turkish Cypriots, enriched his poems with some elements he chose from Cyprus, the island where he was born, the Rumelian geography where he visited, and the Ottoman culture and history to which he belonged. Although he prefers to use orotund language, usually choosing Arabic–Persian words, he became one of the rare names who managed to reach readers from all walks of life, particularly by using simpler language in his epics. Despite being a public poet, Kenzî was closer to divan poetry and wanted to be remembered as an official poet. He reflected his mastery in some of his poems; however, he generally experienced difficulty in this sense and could not fully achieve the success he wanted. Kenzî did not use the syllabic method much, except for a few poems, songs, and epics. He mostly used prosody (aruz) and prosody folk poetry forms and enriched his poems with several historical elements he chose from Cyprus, particularly the Ottoman culture. Âşık Kenzî maintained his ties with Cyprus even when he left the island, and in his poems, he touched upon the personalities who did important work in Cyprus and the settlements of Cyprus. Âşık Kenzî also gave extensive space to the Balkan, Thrace, and Maghreb geographies. He used historical figures, particularly those who lived in the Balkans, Thrace, and Cyprus. Known as an Ottoman–Balkan poet of Cypriot origin, he built his world of poetry entirely on these, without being indifferent to the important historical events of the period in which he lived.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Dili ve Edebiyatı (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Ağustos 2024 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 22 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 64 Sayı: 2 |