Giriş-Amaç: İskemik kardiyomyopatili
hastalarda myokardial canlı doku varlığı revaskülarizasyonun sağlanmasına karar
vermede kritik bir olaydır. GIK
solüsyonu uygulanarak Tc-99m sestamibi ile canlılığın değerlendirilmesi; ilerlemiş
koroner arter hastalığı ve iskemik kardiyomyopatili hastalarda uygulanan
protokolerden biridir. Bu
çalışmada, iskemik kardiyomyopatili hastalarda canlı myokard dokusunun
tespiti için 24 saatlik GIK infüzyon uygulaması öncesi ve sonrasında yapılan
Tc-99m-sestamibi myokard perfüzyon sintigrafisi sonuçlarının karşılaştırılması amaçlandı.Materyal-metod: Çalışmamıza, toplam 20 (16E, 4B) hasta dahil edildi.
Hastalara sintigrafik çalışmalardan önce ve sonra 24 saatlik GIK infüzyonu
uygulandı. Hastalar iki gruba ayrıldı. Grup A (n=20), GİK infüzyonu
öncesi ve sonrasında yalnızca Tc-99m-sestamibi-rest perfüzyon SPECT çalışması yapılan
hastalardan oluşturuldu. Grup B (n=10) ise
Grup A içerisinden seçilmiş, GİK uygulaması öncesi ve sonrası Tc-99m-sestamibi-rest/stres
perfüzyon SPECT çalışması yapılan hastalar
idi. Tüm sintigrafik çalışmalardan elde edilen görüntüler vizuel ve kantitatif
olarak değerlendirildi. Vizuel analiz tekniği ile elde edilen segmentler aktivite
tutulum şiddetine göre 5’li sistem üzerinden puanlandırıldı ve puanlar toplu skor sistemine uyarlanarak toplu
reversibilite skoru hesaplandı. Ayrıca Cequal kantitatif analiz yöntemi
kullanılarak elde edilen sonuçlar, defekt, washout ve reversibilite olarak
polar haritalarda gösterildi. Reversibility extent parametresi (% RE), defekt
büyüklüğündeki reperfüzyonun %’si
olarak değerlendirildi. Tüm sayısal verileri ortalama ± SD olarak ifade
edildi. TRS ve % RE sonuçları
Wilcoxon matched
pairs testi ile değerlendirildi,
p<0.05 anlamlı sayıldı.Bulgular: Grup A’da; 15 hastada toplam 28(%7) segmentte reversibilite saptanırken,
% RE sonuçlarına göre 7’sinde (%35) reperfüzyon izlendi. Grup B’de GIK öncesi ve sonrası rest çalışmasında; 5 hastada toplam 13 (%6.5) segmentte reversibilite saptanırken, % RE
sonuçlarına göre 10 hastanın 4’ünde (%40) reperfüzyon izlendi. Grup B’de GIK öncesi ve sonrası stres çalışmasında; toplam 24 (%12)
segmentte reversibilite saptandı. Aynı hastaların % RE sonuçları
değerlendirildiğinde tüm hastaların değişik yüzdelerde geri dönüşümün olduğu
izlendi. Grup B’de GIK öncesi ve sonrası rest/stres
çalışmalarından elde edilen TRS sonuçları ile %RE sonuçları
karşılaştırıldığında anlamlı fark bulundu (sırasıyla; p<0.007, p<0.03). Sonuç: 24 saatlik GIK uygulamasının
myokardial reperfüzyonu arttığı ayrıca canlı doku tespitinde; GIK sonrası
Stres-MIBI uygulamasının, GIK öncesi stres-MIBI ve GIK öncesi /sonrası
Rest-MIBI uygulamasına göre daha anlamlı sonuçlar verebileceği sonucuna
varıldı.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Ağustos 2018 |
Kabul Tarihi | 17 Ağustos 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 3 Sayı: 2 |