This research deals with the experiences of people who lost relatives during the COVID-19 pandemic, the ways they understand and cope with death, and the sad picture they create through space and rituals. Qualitative data was composed based on narratives gathered with in-depth interviews with 15 volunteer participants who reside in Kocaeli and have socio-economic, cultural, ethnic, religious, and age-based differences. The focus was on pandemic-reported deaths and the locations, rituals, and human feelings and experiences associated with these deaths. Narratives from a group of participants who lived at the threshold between death and life during the pandemic showed that religious beliefs, spiritual values, and solidarity are still crucial in dealing with the resulting decimation. They deeply conveyed the loneliness and intensity of pain based on adverse economic effects, particularly the increase in poverty, the deciduous knowledge and opinions that create uncertainty about the virus, the lack of a sense of coming together and solidarity created by rituals. The changing sadness and understanding in the face of someone else's death, the marginalization of individuals caught in the pandemic, the utilitarian contributions of today's people and societies in the emergence of pandemics are remarkable issues. The phenomenological approach was taken as a guide for the methodological process–theoretical fiction touching the pandemic and death. An argument was developed mainly using sociological and anthropological approaches.
Covid-19 salgını sırasında akrabalarını kaybeden kişilerin ölümle bağdaşık deneyimlerini, ölümü anlamlandırma ve baş etme biçimlerini mekân ve ritüellerle oluşturdukları hazin resimle ele alan bu çalışmada anlatılara dayalı olarak bir niteliksel veri oluşturulmuştur. Derinlemesine görüşmeler, Kocaeli ilinin çeşitli mahallelerinde ikamet eden ve sosyo-ekonomik, kültürel, etnik, mezhebi ve yaşa dayalı farklılıklara sahip on beş gönüllü katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Salgın kaynaklı olarak bildirilen ölümlere ve bu ölümlerle mütecanis mekânlara, ritüellere, insan duygu ve deneyimlerine odaklanılmıştır. Salgın süresince ölüm ve yaşam arası eşikte yaşayan bir katılımcı grubundan gelen anlatılar, ortaya çıkan ölümlerle baş etmede dini inançların, manevi değerlerin ve dayanışmanın hâlâ çok önemli olduğunu göstermektedirler. Menfi ekonomik etkilerin; bilhassa yoksulluğun artışının, virüse ilişkin belirsizlik yaratan çeşit çeşit bilgi ve görüşlerin, ritüellerin yarattığı bir araya geliş ve dayanışma duygusunun eksilişlerine dayalı yalnızlığı ve acının yoğunluğunu derinlemesine aktarmışlardır. Başkasının ölümü karşısında değişen hüzün ve anlayış, salgına yakalanan bireylerin ötekileştirilişi, günümüz insanının ve toplumların salgınların ortaya çıkışındaki faydacılıkla belirlenmiş katkıları dikkate değer meselelerdir. Salgın ve ölüme dair metodolojik süreç kuramsal kurgu için fenomenolojik yaklaşım rehber alınmıştır. Ağırlıkla sosyolojik ve antropolojik yaklaşımlarla geliştirilen bir argüman yaratılmıştır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 22 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 65 |