Türkiye ile Yugoslavya’nın yakınlaşması tarihin akışı içerisinde önemli gelişmelerle paralellik göstermektedir. Nitekim her iki ülkenin ortak tarihi geçmişi, Balkan politikası, Müslüman Türklerin Balkanlardan çekilmesi ile geride bırakılan miras ve en önemlisi de Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra iki yeni devlet olarak kurulmasıydı. Dolayısıyla dünya savaşından sonra çözüme kavuşmayan meselelerden dolayı yeni bir savaş ihtimalinin doğması ve İtalya ile Almanya’nın saldırgan politikaları yeni arayışları da beraberinde getirmiştir. Bu bağlamda Atatürk, olası bir savaş ihtimalini hesaba katarak Balkanlarda bir ittifakın kaçınılmazlığını hissetmiştir. Atatürk dönemi dış politikasının barış eksenli bir eğilimle şekillenmesi barıştan yana olan devletlerle yakınlaşmasına vesile olmuştu. Bu yakınlaşma Balkan coğrafyası için endişelenen Yugoslavya ile gerçekleşmişti. Yugoslavya ile Türkiye’yi aynı düzlemde buluşturan başat unsur ise bölgesel yaklaşımlardı. Atatürk’ün barıştan yana tavrı Kral Alexander’i hayli etkilemiş ve bundan ötürü Türkiye’ye 3-4 Ekim 1933’te bir ziyaret gerçekleştirmesine neden olmuştu. Bu ziyaretin amacı hem Türkiye’nin kısa sürede geçirmiş olduğu aşamayı yakından görmek hem de Balkan devletleri arasında yeni bir ittifak arayışına zemin hazırlamaktı. Bu misyonla hareket eden Kral Alexander, Balkan coğrafyasının güvenliği için köprü rolünü üstlenmişti. Türkiye’nin bu noktada etkin konumundan faydalanmak isteyen Alexander, Atatürk ile yakın temasta olmuştu. Balkan Paktı’nın kurulması bu uğraşın meyvesiydi.
The rapprochement of Turkey and Yugoslavia shows parallelism with important developments in the course of history. As a matter of fact, the common historical past of both countries was the Balkan policy, the legacy left behind by the withdrawal of Muslim Turks from the Balkans, and most importantly, their establishment as two new states after the First World War. Therefore, the possibility of a new war due to unresolved issues after the World War II and the aggressive policies of Italy and Germany brought along new searches. İn this context, Atatürk felt the inevitability of an alliance in the Balkans, taking into account the possibility of a war. The foreign policy of Atatürk's period was shaped with a peace-oriented tendency, which helped him to get closer to the states that were in favor of peace. This rapprochement took place with Yugoslavia, which was worried about the Balkan geography. The dominant factor that brought Yugoslavia and Turkey together on the same plane was regional approaches. Atatürk's pro-peace stance greatly influenced King Alexander and therefore caused him to pay a visit to Turkey on 3-4 October 1933. This visit was to see closely the stage that Turkey had gone through in a short time and to lay the groundwork for the search for a new alliance between the Balkan states. Acting with this mission, King Alexander assumed the role of a bridge for the security of the Balkan geography. Alexander, who wanted to take advantage of Turkey's active position at this point, had been in close contact with Atatürk. The establishment of the Balkan Pact was the fruit of this effort.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 8 Sayı: 2 |
Tarih ve Gelecek (Journal of History and Future) Uluslararası Hakemli Tarih Araştırmaları Dergisi
DRJI, ResearchBib, Acarindex, ERIH PLUS, ASOS Index, Sindex, SOBİAD, Türk Eğitim İndeksi, Open Access Library (oalib), Eurasian Scientific Journal Index, Google Scholar, Academic Keys, Journal Factor, Index Copernicus, CiteFactor, idealonline, SciLit, Road, Crosreff, Journal TOC, MAKTABA, INTERNATIONAL ISSN, CORE, PAPERITY, INGENTA, OPENAIRE