İnsan eyleminin ve düşüncesinin, insan merkezli açıklamaları ve yorumları ile tekno-bilimsel açıdan ele alınması gerçekliğin anlaşılmasında birbiriyle çatışan iki bakış açısını temsil eder. Eylemin insan merkezli çözümlemesi başlıca üç farklı kuramsal çerçeve temelinde yürütülmektedir: yapısalcılık, etkileşimcilik ve eylem ve yapı arsamda diyalektik bir sürecin rolünü vurgulama yoluyla bu ikisinin bir sentezi. Eyleme tekno-bilimsel bir yaklaşım, eylemi birey aktörlere göndermede bulunmadan ele alması açısından yapısal açıklamayla benzerlik gösterir, ancak ilgilerini toplumsal ve/veya kültürel yapılar üzerinde yoğunlaştıran yapısalcılığın tersine teknoloji ve bilimi eylem için oluşturucu olarak değerlendirir. Burada, herhangi bir toplumsal eylem anlayışının bireyin gündelik yaşamında etkin olan küresel süreçlerin anlaşılmasında yetersiz kaldığı ileri sürülmektedir. Gündelik etkinliklerdeki anlam kültürel, toplumsal, etkileşimsel veya bireysel bir temele sahip olmaktan çok tekno-bilimsel bir gereklilik olarak görülmektedir. Ekonomik, kültürel ve siyasal alanlar üzeinde teknolojinin egemenliği dünya genelinde yaşam tarzlarının türdeşleşmesine yol açmıştır. Bu nedenle bu çalışmada; bir süreç, arkaplan, bütünleşme, gelişme, eylem, çevre, bağlam, anlam ve etkileşim olarak toplum; eylemin normative koşullanması; kültür, Doğu ve Batı gibi toplumbiliminin temel kavramlarının geçerlilik ve alakalılığının köklü bir sorgulanmaya tabi tutulması gerkliliği ortaya konulmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Mayıs 2014 |
Gönderilme Tarihi | 12 Mayıs 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2000 Cilt: 1 Sayı: 3 |