The concept of democracy and its necessity is in an absolute position today; in addition to that, it is accepted as the most critical legitimacy tool of political actions. There are many public debates and criticisms about the forms and practices of democracy. While Radical Democracy theorists place the representational capacity and institutions of liberal democracy at the center of their criticism, Deliberative Democracy theorists are developing efforts to remove liberal democracy from its crisis by using discourse ethics. These thinkers, some of whom are influenced by Marxist ideology, carry their democratic identities with them and continue their discussions to improve democracy within this ideological framework. Alan Badiou, one of the important thinkers of the French radical left, approaches the concept of democracy from the outside as much as possible according to commodity politics, which results from the ontology he established. Addressing truth and knowledge as two different concepts, Badiou tries to provide the possibility of the coexistence of different truths in his philosophy. According to Badiou, who excludes truths and rejects a policy based on opinions that he thinks belongs to the field of knowledge, the concept of democracy is the main carrier of the politics of opinions today. The concept of democracy, which has turned into an authoritarian opinion, becomes a means of reproducing the state. In this period when populism is on the rise worldwide, these criticisms of the concept of democracy gain importance. In this study, the concept of democracy will examine through Alan Badiou's distinctions between truth and opinion, and the ontological possibility of democracy will test with a Badiouian approach.
Badiou Truth Singularity Radical Democracy Deliberative Democracy
Demokrasi kavramının kendisi ve gerekliliği günümüzde tartışılamaz bir konumda olmakla birlikte, siyasal edimlerin en önemli meşruiyet aracısı olarak kabul edilmektedir. Demokrasinin biçimlerine ve uygulanışlarına dair ise kamuoyunda birçok tartışma ve eleştiri yer almaktadır. Radikal Demokrasi teorisyenleri eleştirilerinin merkezine liberal demokrasinin temsil kapasitesini ve kurumlarını koyarken, Müzakereci Demokrasi teorisyenleri liberal demokrasiyi içine girdiği krizden söylem etiğini kullanarak çıkartmaya yönelik çabalar geliştirmektedir. Bir kısmı Marksist ideolojiden etkilenen bu düşünürler, demokrat kimliklerini de yanlarında taşımakta, bu ideolojik çerçeve içerisinden demokrasiyi iyileştirmeye yönelik tartışmalarını sürdürmektedirler. Fransız radikal solunun önemli düşünürlerinden Alan Badiou ise kurduğu ontolojinin sonucu olan meta siyaset uyarınca demokrasi kavramına olabildiğince dışardan yaklaşmaktadır. Hakikat ve bilgiyi iki farklı kavram olarak ele alan Badiou, felsefesinde farklı hakikatlerin bir arada var oluşunun imkanını sağlamaya çalışmaktadır. Hakikatleri dışlayan ve bilgi alanına ait olduğunu düşündüğü kanaatlere dayalı bir siyaset anlayışını da reddeden Badiou’ya göre, demokrasi kavramı günümüzde kanaatler siyasetinin başlıca taşıyıcısı konumunda bulunmaktadır. Otoriter bir kanı haline dönüşen demokrasi kavramı, devleti yeniden üretmenin bir aracısı haline gelmektedir. Tüm dünyada popülizmin giderek yükseldiği bu dönemde, demokrasi kavramına yönelik yapılan bu eleştiriler oldukça önem kazanmaktadır. Bu çalışmada demokrasi kavramı, Alan Badiou’nun hakikat ve kanaat ayrımları üzerinden incelenerek, demokrasinin ontolojik imkanı Badioucu bir yaklaşımla sınamaya tabi tutulacaktır.
Badiou Hakikat Tekillik Radikal Demokrasi Müzakereci Demokrasi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2021 |
Gönderilme Tarihi | 21 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 4 Sayı: 2 |
Bu dergi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.