Daha yeni milenyuma girmeden dünya turizm sektörü ciddi
sorunlarla karşı karşıya kalınca, neler yapılabilir sorusu daha yoğun sorulmaya
ve bizleri düşündürmeye başladı. Nelerdi bu tür sorunlar? Hep belirli tip
ürünlerin pazarlanması, oysa insanlar bir dönemden diğerine farklılık
arayabiliyorlardı. Bir başkası da, hep benzer ülke ya da bölgelerde turizm
faaliyetlerinin görülmesi idi. Bunun için de, farklı bölgelerin ya da ülkelerin
alternatif ürünler olarak turizm piyasası ile tanışması gerekiyordu. Nasıl mı?
Bireysel turizm derken karşısına kitle turizmi çıktı. Sosyal turizm derken lüks
turizm, kültür/şehir turizmi derken kıyı turizminin ortaya çıkması gibi.
Otellerden örnek vermek gerekirse, oda-kahvaltı ya da yarım pansiyonun
karşısına herşey dahilin alternatif olması. Belki de ileride bunun karşısına da
hiçbir şey dahil uygulamasının başlaması. Fast-food (ayakta yemek) derken
birden slow-food (yavaş yemek) konuşmaya başladık. Yavaş yemek hareketinin
başarısı ile birlikte slow-city (yavaş şehir) kavramı oraya çıktı. Bu
çalışmada da paket turlarla yapılan kitlesel turizmin karşısına alternatif olan
yavaş şehir ve yavaş turizm kavramlarına ve bunların turizm bağlamında taşıdığı
zıtlığa değinmeye çalışacağız.Yavaş şehir anlayışının sürdürülebilir kalkınma
ile birbirini desteklediğini görüyoruz. Yavaş şehirlerin var oluş amacı
şehirlerdeki kamu yatırımlarının ve yaşam standartlarının yükseltilmesi, yerel
ekonominin canlanması, kültürel ve doğal kaynakların korunması ve yaşatılması
gibi uygulamalardır. Ancak son yıllarda özellikle ülkemizdeki yavaş şehirleri
incelediğimizde bunun aksine gelişmeler yaşandığı gözlemlenmektedir. Bu
çalışmada yavaş şehirlerin var oluş amacı ile ülkemizdeki uygulamalar üzerine yapılan
çalışmalar incelenerek eleştirel bir bakış
getirilmeye çalışılmıştır.
When the world tourism sector faced serious problems before
entering the new millennium, the question of “what could be done?” started to
be asked more intensely in order to make us think. What were these problems?
Firstly, it was marketing of certain types of products. The other problem was
that tourism activities were similar in countries or regions. Therefore,
different regions or countries had to meet the tourism market by introducing
alternative products. While focusing on individual tourism, mass tourism has
emerged such as emergence of luxury tourism, coastal tourism, social and
culture/city tourism. Similarly, as in hotels, all-inclusive concept has
emerged as an alternative product to bed & breakfast or half-board. Perhaps
in the future, nothing inclusive could be an alternative product to all
inclusive. Suddenly slow-food appeared as an alternative to fast-food. With the
success of the slow food movement, the concept of slow-city came out. This
study focuses on the concepts of slow city and slow tourism which are
alternative to mass tourism made with package tours, and the study will analyse
how these two terms conflict with each other in tourism context. The concept of
slow city and sustainable development supports each other. The purpose of
concept of slow cities is to increase public investment and living standards in
cities, to revive the local economy, to protect and maintain cultural and
natural resources. However, in recent years, especially when the slow cities
examined in our country, some developments that go against the spirit slow city
has emerged. This study aims to form a critical view by slow city practice in
our country and the aim of slow cities.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |