Çeşitli bilim dalları tarafından farklı tanımlamaların getirildiği göç kavramı, insanlık var olduğundan beri sürekli olarak karşımıza çıkan bir kavramdır. Göç kavramını tanımlarken, göçü meydana getiren olaylara bakılmaktadır. Siyasi, ekonomik, toplumsal, terör, savaş, afet gibi çeşitli nedenlerle göçler gerçekleşmektedir. Günümüz dünyasında da gerçekleşen siyasi sorunlar, teknolojik ilerleme, doğal ve doğal olmayan afetler, insan hakları, eğitim imkânları, sağlık hizmetleri ve daha güzel bir yaşam düşüncesi gibi birçok sebepten ötürü insanlar göç eylemini gerçekleştirmektedir. Günümüzde meydana gelen toplumsal olaylar ve siyasi karışıklıklar göç kavramının popülerliğini oldukça arttırmıştır. Göç anında ve göç gerçekleştikten sonra karşılaşılan sorunlar nedeniyle ülkeler çeşitli önlemler almaya ve politikalar üretmeye zorlamaktadır.
Göç olayının ekonomik, sosyal, siyasal gibi çeşitli sonuçları göçün gerçekleştiği bölgelerde olumlu ya da olumsuz değişimler meydana getirdiği görülmektedir. İnsanlık tarihinde dönüm noktası olan kavimler göçüne baktığımızda Orta Asya’dan doğu ve batıya doğru gerçekleşen göç hareketi önemli ekonomik ve siyasal dönüşümlere neden olduğu görülmektedir. Yine aynı şekilde 15. Yüzyılda Amerika kıtasının keşfedilmesiyle beraber gerçekleşen göç olayları da çeşitli dönüşümlere neden olduğu görülmektedir.
İnsanların içerisinde bulunduğu yaşam şartları ve hayatını sürdüğü yerleşim yerleri göç olayını tetikleyen önemli etkenlerdendir. Günümüz şartlarında teknolojik ilerleme ile gelişen küreselleşme dünyanın her yerinden haberdar olabilme imkânını arttırarak göç olgusuna önemli bir boyut kazandırmıştır.
Küreselleşme ve gelişen iletişim olanakları dünyanın bir bütün olarak görülmesine neden olmaktadır. Bu neden yoksul ülkelerde yaşayan insanların, gelişmiş ülkelerin olanaklarını ve refah düzeyini daha rahat görmesini sağlamaktadır. Gelişmiş ve refah seviyesinin yüksek olduğu ülkeler, bu nedenden kaynaklı olarak yoksul ülkelerde yaşayan insanların ulaşmak istediği bir konuma yerleşmektedir.
Göç olayının gerçekleşmesi sonucunda çeşitli sosyal ve kültürel yapıya sahip olan toplumların farklı sosyal ve kültürel yapıya sahip göçmenleri kabul etmesiyle gerçekleşen etkileşim, her iki toplum için de çeşitli değişimler ve sorunlar doğurmaktadır. Bu etkileşim sonucunda meydana gelen değişimleri incelerken göçmenlerin göç ettikleri topluma entegre olabilmesi ile göçün gerçekleştiği alanlarda yaşayan toplumların göçmenlere uyum sağlayabilmesi de önem arz etmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti geçmişten günümüze kadar oldukça fazla göç hareketlerine ev sahipliği yapmıştır. 2011 yılında yaşanan Suriye iç savaşı ile birlikte 3,5 milyon üzerinde mülteci Türkiye topraklarına göç etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan günümüze kadar gelen sürede birçok göç olayının yaşandığı görülmektedir. Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti göç alıp veren bir ülke konumundan çıkıp göç yolları güzergâhında olan bir geçiş ülkesi konumuna gelmektedir. 2011 yılında Suriye iç savaşının başlaması ile gerçekleşen sürede, Orta Doğu’da yaşanan siyasi krizler sonucu göç olayları önemli bir boyut kazanıp çeşitli sorunlara neden olduğu görülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan beri bu boyutta bir göç dalgası ile karşı karşıya kalmayışı çeşitli krizleri de beraberinde getirmiştir. Türkiye’nin daha önce karşılaşmadığı bu denli bir göç dalgası ülkeyi etkisi altına almıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kamu Yönetimi, Kentsel Politika, Politika ve Yönetim (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 21 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 25 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 9 Sayı: 2-1 - KAYFOR23 Özel Sayısı |
.