Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi 50. sayıda Türkiye'de eğitim yönetiminin bir bilim alanı olarak gelişmesine, kuram ve uygulama arasında bağın güçlendirilmesine ve eğitim yönetimi alanında üretilen bilimsel bilginin paylaşılmasına katkı sağlamayı sürdürmektedir. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetiminde yer alan yayınların niteliği, Türkiye'de eğitim yönetimi alanında bilimsel araştırma ve yayınlarda son 12 yılda kaydedilen gelişmelerin bir göstergesi olarak da değerlendirilebilir. Bu değerlendirmeyi yaparken okuyucular yalnızca yayınlanan çalışmaları üzerinden bir değerlendirme yapabilir. Hakemler ise editör tarafından değerlendirmeye uygun görülerek kendilerine yönlendirilen çalışmalar üzerinden bir değerlendirme yapabilirler. Editör ise Dergiye sunulan tüm çalışmalar üzerinden değerlendirme yaparak, bilimsel çalışmaların niteliği konusunda daha geniş bir yelpazeden bir bakış açısı sunabilir. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi'nin 41. sayısında 1996 yılında yayınlanmak üzere sunulan çalışmaların %70'i yayınlanırken, bu oranın 1997 yılında %62, 1998'de %44, 1999'da %30, 2000'de %24 ve 2004 yılında %20 olarak gerçekleştiği belirtilmişti. 2006 yılında yayınlanmak üzere Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi'ne sunulan çalışmaların oranı %20'nin de altında gerçekleşmiştir. Ancak, bu oran tek başına niteliğin bir göstergesi olmayıp, yalnızca nicel olarak çalışmalarda bir artış olduğu biçiminde de yorumlanabilir. Yayınlanmak üzere sunulan çalışmaları iki grupta değerlendirebiliriz. Birinci grupta yer alan çalışmalar, yazım ölçütleri ve/veya bilimsel nitelik açısından hakem değerlendirmesine alınmayacak durumda olan çalışmalardır. Bu çalışmalar, editör atarfından önerilerle birlikte yazarına geri gönderilmektedir. İkinci grupta yer alan çalışmalar ise, hakemler tarafından değerlendirilebilecek nitelikte görülerek hakemlere yönlendirilen çalışmalardır. Bu durumda editör ve hakemler nelerin “yayınlanabilir”, nelerin “yayınlanamaz” olduğuna ilişkin belirleyici bir rol üstlenmektedir. Bilimsel çalışmaların yayınlanmasında editörlük ve hakemlik kurumu niteliğin güvence altına alınması açısından kaçınılmaz görülmekle birlikte, bilimsel yayınlarda belirli bir ölçüde de olsa mevcut paradigmalarla sınırlı bir tutuculuğu da beraberinde getirmektedir. Ancak, Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi'ne sunulan yayınlar açısından durumu değerlendirdiğimizde “yayınlanamaz” görülen çalışmaların paradigma farklılıkları nedeniyle değil de, genellikle bilimsel nitelikte yetersizlikler nedeniyle kabul edilmediği olgusuyla karşılaşıyoruz. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi'ne sunulan çalışmaların niteliği açısından genel bir değerlendirme yaptığımızda şu saptamalarda bulunabiliriz: ? Kuramsal ve tarama niteliğinde çalışmaların yerini daha çok ampirik çalışmalar almaktadır. Halen çok az sayıda kuramsal çalışma yayınlanmakla birlikte, bu sayının önümüzdeki sayılarda daha da azalmasını bekliyoruz. Tarama türü çalışmalar çoğu zaman daha üst düzey birikim, beceri ve yetkinlik gerektirmektedir. Bu nedenle de, giderek daha seçici hale gelen değerlendirme sürecinde bu tür çalışmaların kabul edilmesi güçleşmektedir. ? Araştırma yöntemlerinin kullanımında belirgin bir gelişme gözlenmektedir. Ancak, yayınlanan birçok çalışma iki-üç kez düzeltme için yazara gönderildikten sonra yayınlanabilmektedir. Gelişmelere rağmen, hem yöntem hem de bulguların sunulmasında eğitim yönetimi alanının ciddi sorunları bulunmaktadır. Bu durumun eğitim yönetimi lisansüstü programlarında araştırma formasyonun yeterince kazandırılamamış olduğundan kaynaklandığı çıkarımında bulunmak pek de yadırganmamalıdır. Çalışmaların büyük bir kısmı, Türkiye'de eğitimin ve eğitim yönetiminin sorunlarına odaklanmaktan çok, eğitim yönetimi jargonu içinde popüler söylemlere ve konulara yöneliktir. Bu nedenle de, yayınlanan çalışmalar pratik değeri açısından tartışmalı olarak görülmektedir. Özellikle genç araştırmacılar açısından durum değerlendirildiğinde, Türkiye'nin önemli ve güncel sorunları üzerinde araştırma ve bilimsel yayın üretme konusunda yönlendirmenin sorgulanması gerekmektedir. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi alanda üretilen bilginin en nitelikli olanını yayınlayabilmek için çaba göstermektir. Diğer bir ifade ile, Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi'nin 50 sayısı Türkiye'de eğitim yönetimi alanında neler yapıldığının ve neler yapılmadığının bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi'nin 50 sayısını gözden geçirmek eğitim yönetimi alanında çalışanların hep birlikte aynaya bakması anlamına gelmektedir. Aynada gördüğünüzü beğenmiyorsak, beğenmediğimiz yerleri düzeltebiliriz ya da yalnızca eleştirebiliriz. Tercihi eğitime ve eğitim yönetimi alanına emek verenlere bırakıyoruz. Dahabir sayıda buluşmak dileğiyle.
Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi 50. sayıda Türkiye'de eğitim yönetiminin bir bilim alanı olarak gelişmesine, kuram ve uygulama arasında bağın güçlendirilmesine ve eğitim yönetimi alanında üretilen bilimsel bilginin paylaşılmasına katkı sağlamayı sürdürmektedir. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetiminde yer alan yayınların niteliği, Türkiye'de eğitim yönetimi alanında bilimsel araştırma ve yayınlarda son 12 yılda kaydedilen gelişmelerin bir göstergesi olarak da değerlendirilebilir. Bu değerlendirmeyi yaparken okuyucular yalnızca yayınlanan çalışmaları üzerinden bir değerlendirme yapabilir. Hakemler ise editör tarafından değerlendirmeye uygun görülerek kendilerine yönlendirilen çalışmalar üzerinden bir değerlendirme yapabilirler. Editör ise Dergiye sunulan tüm çalışmalar üzerinden değerlendirme yaparak, bilimsel çalışmaların niteliği konusunda daha geniş bir yelpazeden bir bakış açısı sunabilir. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi'nin 41. sayısında 1996 yılında yayınlanmak üzere sunulan çalışmaların %70'i yayınlanırken, bu oranın 1997 yılında %62, 1998'de %44, 1999'da %30, 2000'de %24 ve 2004 yılında %20 olarak gerçekleştiği belirtilmişti. 2006 yılında yayınlanmak üzere Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi'ne sunulan çalışmaların oranı %20'nin de altında gerçekleşmiştir. Ancak, bu oran tek başına niteliğin bir göstergesi olmayıp, yalnızca nicel olarak çalışmalarda bir artış olduğu biçiminde de yorumlanabilir. Yayınlanmak üzere sunulan çalışmaları iki grupta değerlendirebiliriz. Birinci grupta yer alan çalışmalar, yazım ölçütleri ve/veya bilimsel nitelik açısından hakem değerlendirmesine alınmayacak durumda olan çalışmalardır. Bu çalışmalar, editör atarfından önerilerle birlikte yazarına geri gönderilmektedir. İkinci grupta yer alan çalışmalar ise, hakemler tarafından değerlendirilebilecek nitelikte görülerek hakemlere yönlendirilen çalışmalardır. Bu durumda editör ve hakemler nelerin “yayınlanabilir”, nelerin “yayınlanamaz” olduğuna ilişkin belirleyici bir rol üstlenmektedir. Bilimsel çalışmaların yayınlanmasında editörlük ve hakemlik kurumu niteliğin güvence altına alınması açısından kaçınılmaz görülmekle birlikte, bilimsel yayınlarda belirli bir ölçüde de olsa mevcut paradigmalarla sınırlı bir tutuculuğu da beraberinde getirmektedir. Ancak, Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi'ne sunulan yayınlar açısından durumu değerlendirdiğimizde “yayınlanamaz” görülen çalışmaların paradigma farklılıkları nedeniyle değil de, genellikle bilimsel nitelikte yetersizlikler nedeniyle kabul edilmediği olgusuyla karşılaşıyoruz. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi'ne sunulan çalışmaların niteliği açısından genel bir değerlendirme yaptığımızda şu saptamalarda bulunabiliriz: ? Kuramsal ve tarama niteliğinde çalışmaların yerini daha çok ampirik çalışmalar almaktadır. Halen çok az sayıda kuramsal çalışma yayınlanmakla birlikte, bu sayının önümüzdeki sayılarda daha da azalmasını bekliyoruz. Tarama türü çalışmalar çoğu zaman daha üst düzey birikim, beceri ve yetkinlik gerektirmektedir. Bu nedenle de, giderek daha seçici hale gelen değerlendirme sürecinde bu tür çalışmaların kabul edilmesi güçleşmektedir. ? Araştırma yöntemlerinin kullanımında belirgin bir gelişme gözlenmektedir. Ancak, yayınlanan birçok çalışma iki-üç kez düzeltme için yazara gönderildikten sonra yayınlanabilmektedir. Gelişmelere rağmen, hem yöntem hem de bulguların sunulmasında eğitim yönetimi alanının ciddi sorunları bulunmaktadır. Bu durumun eğitim yönetimi lisansüstü programlarında araştırma formasyonun yeterince kazandırılamamış olduğundan kaynaklandığı çıkarımında bulunmak pek de yadırganmamalıdır. Çalışmaların büyük bir kısmı, Türkiye'de eğitimin ve eğitim yönetiminin sorunlarına odaklanmaktan çok, eğitim yönetimi jargonu içinde popüler söylemlere ve konulara yöneliktir. Bu nedenle de, yayınlanan çalışmalar pratik değeri açısından tartışmalı olarak görülmektedir. Özellikle genç araştırmacılar açısından durum değerlendirildiğinde, Türkiye'nin önemli ve güncel sorunları üzerinde araştırma ve bilimsel yayın üretme konusunda yönlendirmenin sorgulanması gerekmektedir. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi alanda üretilen bilginin en nitelikli olanını yayınlayabilmek için çaba göstermektir. Diğer bir ifade ile, Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi'nin 50 sayısı Türkiye'de eğitim yönetimi alanında neler yapıldığının ve neler yapılmadığının bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi'nin 50 sayısını gözden geçirmek eğitim yönetimi alanında çalışanların hep birlikte aynaya bakması anlamına gelmektedir. Aynada gördüğünüzü beğenmiyorsak, beğenmediğimiz yerleri düzeltebiliriz ya da yalnızca eleştirebiliriz. Tercihi eğitime ve eğitim yönetimi alanına emek verenlere bırakıyoruz. Dahabir sayıda buluşmak dileğiyle.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Cilt: 50 Sayı: 50 |