Makhzan al-Asrar by Nizami Ganjavi which is a work of significant standing in Eastern literature, is distinguished by its Sufi and philosophical content. The poet pioneered several literary forms in his era, one of which is the mirajnameh, a genre narrating the Prophet Muhammad's ascension (mi‘raj). In each of his works, Nizami gives special importance to the mi‘raj sections that describe the Prophet's ascent to the heavens. By addressing this miraculous event in a separate section apart from the na’at (praise), he established an original style. This study aims to analyze the cosmological and mystical imagery in the 68-verse mi‘raj narrative within Makhzan al-Asrar. While depicting the Prophet Muhammad’s ascension and his encounter with God, Nizami creates a rich world of imagery by blending astrological, mythological, and Sufi elements. In the narrative, planets, layers of the sky, the concept of the seven heavens, and the Arsh (Throne) are examined, presenting a poetic portrait of Islamic cosmology. Nizami explores the mi‘raj, a journey beyond time and space, portraying the transcendence of physical boundaries and the discovery of the spiritual realm in great detail. The duality of body and soul, the contrast between material and spiritual worlds, and the vision of God (Rü’yetullah) are delicately handled in Nizami's poetry. The paradox of seeing and being seen is expressed poetically beyond theological debates. This narrative is a striking example of how a religious event can be transformed into a universal work of art.
Doğu edebiyatında önemli bir yere sahip olan Nizâmî Gencevî’nin Mahzenü’l-Esrâr adlı eseri, tasavvufî ve felsefî içeriğiyle öne çıkar. Şair, kendi döneminde birçok edebî türe öncülük etmiştir. Bunlardan biri de mi‘râcnâme’dir. Nizâmî, eserlerinin her birinde Hz. Muhammed’in göğe yükselişini anlatan mi‘râc bölümlerine özel bir önem vermiş, bu mucizevî olayı naat bölümünden ayrı bir başlık halinde ilk kez Mahzenü’l-Esrâr’da ele alarak özgün bir üslup geliştirmiştir. Bu çalışmada, eserde yer alan 68 beyitlik mi‘râc anlatısındaki kozmolojik ve mistik imgelerin analizi yapılacaktır. Şair, Hz. Muhammed’in göğe yükselişini ve Allah ile buluşmasını betimlerken astrolojik, mitolojik ve tasavvufî unsurları bir arada kullanarak zengin bir imge dünyası oluşturur. Anlatıda gezegenler ve gökyüzü katmanları, yedi kat gök anlayışı ve arş kavramları irdelenerek İslam kozmolojisinin şiirsel bir portresi çizilir. Nizâmî, zaman ve mekan ötesi bir yolculuk olan mi‘râcı tasvir ederken fiziksel sınırların aşılmasını ve manevî âlemin keşfini detaylı bir şekilde ele alır. Beden ve ruh ikiliği, maddî ve manevî âlemlerin karşılaştırılması, Allah’ın görülmesi (Rü’yetullah) meselesi, Nizâmî’nin şiirinde ince bir hassasiyetle ele alınır. Görme ve görülme paradoksu, teolojik tartışmaların ötesinde, şiirsel bir dille ifade edilir. Bu anlatı, dini bir olayın nasıl evrensel bir sanat eserine dönüşebileceğinin çarpıcı bir örneğidir.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Fars Dili, Edebiyatı ve Kültürü |
| Bölüm | Araştırma Makaleleri |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 3 Kasım 2024 |
| Kabul Tarihi | 14 Şubat 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 74 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.