Sosyolojik anlamda çatışma teorisi, başlangıçta 1890’lı yılların sonlarına doğru Karl Marx tarafından ortaya atılan ve gelişen sınıf çatışması teorisine antitez olarak gelişmiş bir yaklaşımdır. Klasik kökleri yüzyıllar öncesine giden bir düşünce çizgisini vurgulayan toplumsal değişme teorilerinden olan çatışma kuramı, İkinci Dünya Savaşı’nın akabinde özellikle 1950’lerin sonlarında 1960’lı yılların başında Amerika’da egemen sosyolojik bir görüş haline gelen işlevselci sosyolojik düşüncelere karşı gelişen bir teoridir. Çatışma teorileri geliştiren toplumbilimcilerin bakış açısıyla bakıldığında; toplumsal davranış, birbirleriyle rekabet ve çekememezlik gibi durumlar nedeniyle çatışan grupların çatışma ve gerilim perspektifinden anlaşılabilmektedir. Toplumsal alanda meydana gelen çatışmalar; makro düzeyde sınıflar arasında yaşanabildiği gibi, küçük toplumsal formlar olan ikililikler (dyadlar), üç kişilik gruplar (triadlar) ya da sosyal sınıflar, statüler ya da partiler arasında da yaşanmaktadır.
Bu çalışmada çatışma teorisinin klasik köklerini ortaya atan ve üçü de Alman vatandaşı olan sosyologlardan Karl Marx, Max Weber ve Georg Simmel’in çatışma yaklaşımları kuramsal bir bakış açısıyla tartışılmaktadır. Çalışmada, çatışma teorisi kavramsal bir çerçevede ele alınmış ve çatışma teorisinin klasik köklerine dair Marx, Weber ve Simmel’in bu teoriye yaptığı katkılar analiz edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 25 Temmuz 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 26 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 6 Sayı: 1 |