Tanzimat döneminden günümüze Türk dili üzerine pek çok çalışma yapılmış, hatta 20. yüzyılın başından itibaren milliyetçilik akımının temeline millî dil şuuru yerleştirilerek devlet politikası haline getirilmiştir. Fakat bu şuur Tanzimat ile başlamamış, eski edebiyatımızda da bu konuda fikir beyan eden pek çok önemli isim olmuştur. Klasik edebiyatımızda Kaşgarlı Mahmut, Âşık Paşa, Alî Şîr Nevâî gibi bazı örneklerden başka mevcudiyeti çok fazla bilinmeyen Türkçe hassasiyeti
nadir rastlanan bir durum da değildir. Pek çok şair gururla Türkçe şiir söylediklerini ifade etmişler; Türkçe şiir yazmanın zahmetli olsa da sonucun eşsiz olduğunu, Türkçeyle de üstün şiir yazılabileceğini söylemiş ve göstermişlerdir. Hatta Türkçeyi hor gören, yetersiz bulan şairleri eleştirmiş ve Türkçenin Türkler arasında dahi değerinin yeterince bilinmediğinden şikâyet etmişlerdir. Bu çalışmada İslami Devir edebiyatımızın ilk ürünlerinden divan şiirinin en şaşaalı dönemlerine kadar pek çok
söz üstadının Türk dili ile ilgili görüşleri, dil konusundaki hassasiyetleri ve Türk dilinin edebiyat dili oluşundaki hizmetleri örneklerle ifade edilmeye çalışılacaktır. Bu minvalde Türkçenin güzelliklerinden özellikle istifade eden Yunus Emre, Necâtî, Şah İsmail, Bâkî, Evliyâ Çelebi, Nedîm, Şeyh Gâlib; Türkçeden övgüyle söz eden Erzurumlu Mustafa Darîr, Gülşehrî, Sinan Paşa, Molla Aşkî; Türkçenin nasıl kullanılması ve zenginleştirilmesine dair fikirlerini beyan eden Yusuf Has Hacib, Ahmet
Yesevî, Fuzûlî ve Türkçenin yeterince bilinmemesini eleştiren Sultan Veled, Âşık Paşa, Alî Şîr Nevâî gibi şahsiyetlerin eserlerinden örnekler verilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 5 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 49 Sayı: 226 |