This article addresses the ways how Turkish migrant men acknowledge positioning about their gender identity with placing themselves in between of triadic categories, which can be indicated in their narratives as Turkishness, Swedishness, and the Self. While finding themselves at the intersection between three different groups and performing the role of ‘generalized other,’ migrant men negotiate, react, and respond to the gender identities that they encounter throughout the migration process. By collecting men’s narratives of their experiences, the research provided opportunities to reflect on the symbolic meaning of gender identities and manhood. The features that influence gender identities are shaped by broader factors such as culture, class, ethnicity and social hierarchies and also by the elements that arise, individual’s social interactions like their personal life stories, experiences, marriage, etc. By exploring first-generation Turkish migrant men’s positioning and understanding, this study contributes to the growing research field of treating gender as a central analytic concept for the outcomes of the migration process.
Migration masculinities the self gender identity Keywords: Migration, masculinities, the self, gender identity, symbolic interactionism
Bu çalışma, Türk erkek göçmenlerin cinsiyet kimliklerini kendi deneyimleri ve söylemleriyle Türklük, İsveçlilik ve Benlik triadik kategorilerini üzerinden nasıl konumlandırdıklarını ele almaktadır. Bu üç kategorinin arasında kendilerini konumlandırmaya çalışan İsveç’te yaşayan birinci nesil Türk erkek göçmenler ‘genelleştirilmiş öteki’ rolünü üstlenirken, göç süreci ve sonrasında cinsiyet kimliklerinin nasıl şekillendiğine dair cevaplar vermektedirler. Araştırma, erkeklerin kendi göçmenlik anlatılarını ele alarak cinsiyet kimliklerinin nasıl sembolik anlamlar yansıttığını incelemeye çalışmaktadır. Bir erkeğin cinsiyet ve sosyal kimliği farklı biçimler alabilir ve bazı kimlikler diğerlerine göre farklı sosyal ve kültürel sistemlerde öncelik görebilir. Farklı kültürel modeller erkeklerin cinsiyet rollerinin ve erkekliklik kavramının nasıl şekillenebileceğini etkileyebilir. Buna bağlı olarak şu soruyu sorabiliriz; kendilerini farklı bir kültür ve sosyal model içerisinde bulan Türk erkek göçmenler, yeni cinsiyet kimlikleri ve söylemleri arasında kendilerini nasıl konumlandırmaktadırlar? Hearn’ün de tartıştığı gibi, yeni kültürel ve cinsiyet söylemleriyle karşılaşan Türk göçme erkekler, önceki geldikleri toplumsal sistemdeki eski rolleri eleştirebilir, mesafe alabilir ve yeni benlik ve kimlik anlayışları geliştirebilirler. Bunun tam tersi olarak kendi önceki kimliklerini ve benliklerini korumayı da tercih edebilirler. Cinsiyet kimliklerini etkileyen faktörleri iki gruba ayırabiliriz. Daha kapsayıcı faktörler olarak kültür, sınıf, etnik köken ve sosyal hiyerarşileri ele alırsak eğer bunlara bağlı olarak çıkan unsurları ise bireylerin kendi kişisel yaşam öyküler, anlatıları, deneyimleri ve sosyal etkileşimleri olarak tanımlayabiliriz. Niteliksel araştırma yöntemi kullanılarak, İsveç’te ikamet eden birinci nesil göçmenlerle mülakatlar sonucu şekillenen bu çalışma, cinsiyeti analitik bir kavram olarak merkez noktasına almaktadır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Political Science, Sociology |
Journal Section | Research-in-Progress |
Authors | |
Publication Date | November 15, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 14 |