Her ne kadar son yıllarda basında kot kumlamacılığı ile gündeme geldi ise de silikozis’in insanlık tarihi kadar eski bir hastalık olduğunu Mısır mumyalarında silikotik nodüllerin bulunması gösteriyor. Silikozis’in etkeni olan silisyum dioksit SiO2 veya silika dünyada en bol bulunan minerallerdendir. Silika’ya maruziyetin olduğu o kadar çok alan vardır ki bunların çoğuna günlük yaşamımızda rastlamaktayız ancak pek fark etmemekteyiz. Örneğin birçoğumuz kaldırımda yürürken bir taraftan oldukça gürültülü çalışan matkaplar-kompressörlerle kaldırım taşlarının delindiğini ve ortama yoğun bir toz bulutunun çıktığını görmüşüzdür. Ya da hediyelik eşya satan ufak dükkân-fuar-panayır-pazar vb. yerlerde cam eşyanın üzerine ismimizin yazılmasını, beğendiğimiz bir şeklin işlenmesini cam ustasından istemişizdir. Yine ortama tam da ustanın solunum seviyesinde daha yoğun bir toz bulutu çıktığını da görmüşüzdür. İşte bu toz bulutlarındaki esas zararlı etkileri oluşturacak mineral silika’dır. Kot taşlama ile gündeme gelen kumlamacılık işlemi ise batıda cam sanayidökümcülük-metal parlatma vb. birçok sektörde kullanılmış olan ancak kapalı alanda yapıldığında çok aşırı silika maruziyetine neden olan bir işkoludur. Bu maruziyet batıda da 1940-50’lerde çok yoğun ve dramatik silikozis tablolarına yol açtığından 1960’lı yılların ortasından itibaren İngiltere’den başlamak üzere birçok ülkede yasaklanmıştır. Ancak kirli işkollarının çoğunda olduğu gibi maalesef bu işkolu da gelişmekte olan ülkelere fason üretimler şeklinde pompalanmıştır…
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Cilt: 9 Sayı: 32 |