Eski Mezopotamya coğrafyasındaki toplumlar, yaşamları boyunca kültürlerini siyasetin, ekonominin ve özellikle de dinin harmanlanarak oluşturduğu yapı temelinde ortaya koymuşlardır. Bu yapı içerisinde yaşamlarının her döneminde birçok tanrı/tanrıça kültü altında dini görevlerini yerine getirerek yaptıkları her bir eylemde dünyevi yaşamlarını daha iyi sürdürebilmelerini ve bununla birlikte ölümden sonraki yaşamlarında da huzur bulabilmeyi amaç edinmişlerdir. Bu çerçevede tanrı Šamaš kültü, Eski Mezopotamya toplumları arasında önemli bir konuma sahiptir. Ancak, onun öncesinde Sumer güneş tanrısı olarak kabul edilen Utu’nun, Šamaš kültünün temelini oluşturduğu bilinmektedir. Utu, Sumer toplumunca her daim saygı gören tanrılar arasında yer almıştır. Onun güneş ve adalet ile simgelenmesi insanların yaşamlarını düzenlemekte ve adil bir düzen için gerekli görülmekteydi. Utu, Sumer sonrası dönemde Sami toplumlarda tanrı Šamaš adıyla anılmıştır. Buna göre Utu, daha çok adalet ile anılırken Šamaš ise, adaletin sağlanması ve yasaların uygulanması ile tanınmaktadır. Birçok toplum tarafından ibadet edilen Šamaš, Eski Mezopotamya’da güç ve otorite için daima gerekli olarak görülmüştür. Mezopotamyalı hükümdarların iktidarlarını meşru kılmak ve halklarının gözünde gerçekleştirecekleri her bir eylemi tanrının vekili, çobanı vasfıyla desteklemeleri gerekirdi. Bu noktada hükümdarlar, söz konusu tanrıya ihtiyaç duymakta ve onun desteğiyle otoritelerini dini bir temel üzerine şekillendirmekteydiler. Bu çalışmada insanların günlük yaşamları arasında tanrı Šamaš’ın onlar için ne ifade ettiği ve aynı zamanda inançları noktasında ondan ne gibi beklentileri olduğu sorularının yanı sıra Eski Mezopotamya siyasetinde, devlet içi politikalarda ve devletlerarası ilişkilerde Šamaš’ın ne gibi rolleri olduğu konuları üzerinde durularak tanrı Šamaš’ın Eski Mezopotamya toplumları üzerindeki etkisinin farklı yönleriyle ele alınması amaçlanmıştır.
The Ancient Mesopotamian societies showcased their culture through a structural amalgamation of politics, economy, and particularly religion. Within this framework, they fulfilled religious obligations under the worship of numerous gods and goddesses throughout various stages of life, seeking to sustain earthly existence and attain peace in the afterlife. In this context, the cult of the god Šamaš held significant importance among the Ancient Mesopotamian societies. It is recognized, however, that Utu, the Sumerian sun god, formed the foundation of the Šamaš cult. Utu held a revered status within Sumerian society, symbolizing the sun and justice, which governed people’s lives and was deemed essential for a fair societal order. Following the Sumerian era, Utu was referenced as the god Šamaš in Semitic societies. Consequently, Utu was mostly associated with justice, whereas Šamaš was renowned for upholding and enforcing laws to ensure justice. Revered by many societies, Šamaš was consistently viewed as integral to power and authority in Ancient Mesopotamia. The Mesopotamian rulers had to justify their power and endorse every action they took in the eyes of their people, portraying themselves as deputies and shepherds of the gods. In doing so, rulers relied on the support of specific gods to establish their authority on religious grounds. This study seeks to explore the influence of the god Šamaš on Ancient Mesopotamian societies across various facets. It aims to delve into what Šamaš signified in the daily lives of people and what expectations they held regarding their beliefs. Additionally, the research will investigate Šamaš’s roles in Ancient Mesopotamian politics, intra-state dynamics, and inter-state relations.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Eski Önasya Tarihi, Eskiçağ Tarihi (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Mart 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 1 Mart 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |
OANNES Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. (CC BY NC)
Dergimize yalnızca Eskiçağ Tarihi, Arkeoloji ve Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri alanlarından yayın kabulü yapılmaktadır. Diğer alanlardan gönderilen yayınlar değerlendirmeye alınmamaktadır.