According to Islam, all the prophets sent to the human beings communicated the same principles of belief. In accordance with this, although there are some differences in practice, such basic religious practices as cleanliness, prayer, fasting, pilgrimage, religious direction of worship, and sacrifice are common in essence in the Abrahamic religions. This indicates that the religion which Allah sent to the human beings is based on the one source and includes “the same or similar” principles for every society though their languages, cultures, usage and customs are different. In that case, the similarities of belief and practices among the Abrahamic religions are the natural result of this fact. However, on the occasion of these common features and similarities, one should not understand these as constructions without having an originality which came into existence as a result of cultural transformation, interaction, borrowing and imitation. These common elements should only be evaluated as appearances of the sacred cultural heritage which is fed by the same source and ‘confirm each other’.
İslam’a göre, insanlık tarihi boyunca gönderilen bütün peygamberler, aynı inanç esaslarını tebliğ etmişlerdir. Buna paralel olarak, her ne kadar uygulamada bir takım farklılıklar olsa da, taharet, namaz, oruç, hac, kıble ve kurban gibi temel dinî pratiklerin İbrahimî dinlerde ortak birer payda teşkil ettikleri görülmektedir. Bu durum, yüce Allah’ın insanlığa gönderdiği dinin, tek bir kaynağa dayalı olduğunu ve dilleri kültürleri, örf ve adetleri farklı olsa da her toplum için “aynı veya benzer” prensipleri içerdiğini göstermektedir. Dolayısıyla İbrahimî dinler arasında mevcut inanç ve ibadet şekillerinde görülen bu tür paralellikler ve benzerlikler, esasen böyle bir anlayışın doğal bir sonucudur. Ancak bu ortak özelliklere ve benzerliklere bakarak, bunları, bir kültür transferi, kültürel etkileşim, ödünç alma ya da taklit sonrasında oluşmuş orijinallikten yoksun bir yapılanma olarak anlamamak gerekir. Bu unsurlar ancak, aynı kaynaktan beslenen kutsal kültürel mirasın ‘birbirini tasdik eden’ tezahürleri olarak değerlendirilmelidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2001 |
Gönderilme Tarihi | 2 Kasım 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2001 Cilt: 12 Sayı: 12-13 |