Experimental Models of Epilepsy
50 million persons worldwide suffer from epilepsy, and 20-30% of those afflicted have seizures that are resistant to treatment with the currently available antiepileptic drugs. Studies on the epilepsy have been done in experimental models. For development of new and effective antiepileptic drugs, and the study of mechanisms of the epilepsies requires appropriate experimental models. An ideal model for epilepsy should show the following characteristics: (1) the development of spontaneously occurig recurrent seizures; (2) seizure types similar to seizure types occuring in human epilepsy; (3) EEG Pattern similar to EEG of the respective seizure in humans; (4) high seizure frequency to allow acute and chronic drug efficacy tests; (5) pharmacokinetics of antiepileptic drugs similar to those in humans; (6) effective plasma and brain concentrations of antiepileptic drugs similar to those required for control of the respective seizure in humans. Animal models of experimental epilepsy can be divided into three classes: (1) models induced by convulsant drugs or by an electrical stimulation; (2) models of reflex epilepsies; (3) models of idiopathic epilepsies. Animal models of epilepsy taken from each of these three classes are briefly reviewed. The models in the first class are widely used for evaluation of new anticonvulsant drugs. The EEG patterns and pharmacological properties of kindled seizures are similar to those of psychomotor epilepsy in humans. Various animal species exhibit reflex epilepsies. Myoclonic seizures are induced by photic stimulation in Papio-papio baboons; tonic-clonic seizures are induced by auditory stimuli in certain strains of mice and rats. Photosensitive and febrile seizures have been reported in fowl. Most antiepileptic drugs are effective in reflex epilepsies. Idiophathic epilepsy is most common in dogs. As a conclusion, the suitable animal models are most important for an easier treatment of the epilepsies and a better understanding of the basic mechanisms of the epileptic phenomena.
Epilepsi merkez sinir sisteminin en yaygın hastalıklarından birisidir. Dünyada yaklaşık 50 milyon epilepsi hastasının okluğu ve bunların %20 ile %30'unun mevcut antiepileptik ilaçlarla kontrol altına alınamayan nöbetler geçirdikleri bilinmektedir. Epilepsi ko-nusundaki araştırmalar deneysel modeller üzerinde yapılmaktadır. Yeni ve etkili an-tiepileptik ilaçların geliştirilmesi ve hastalığın temelinde yatan mekanizmaların aydınlatılması için uygun deneysel modellere mutlaka ihtiyaç vardır. İyi bir epilepsi modeli şu özelliklere sahip olmalıdır: 1. Spontan olarak tekrarlayan nöbetleri olmalı. 2. Nöbetler insan epilepsisindekine benzer olmalı. 3. Modeldeki EEG'nin biçimi ilgili epilepsi çeşidindekine benzemeli. 4. Nöbetlerin frekansı ilaçların etkisini akut ve kronik olarak test etmeye yetecek ölçüde olmalı. 5. Antiepileptik ilaçların farmakokinetiği insandaki ile aynı olmalı. 6. Antiepileptik ilaçların etkili oldukları plazma ve beyin seviyeleri, insanda ilgili nöbeti önleyebilen seviyedeki gibi olmalıdır. Deneysel epilepsinin hayvan modelleri üç sınıfa ayrılabilir: 1. Konvulsan kimyasal maddelerle veya elektrik akımıyla oluşturulanlar. 2. Ref¬leks epilepsi modelleri. 3. İdiopatik modeller. Bu üç sınıfın her birine giren hayvan mo¬delleri kısaca ele alınacaktır. Yeni antiepileptik ilaçların araştırılmasında daha çok birinci sınıftaki modeller kullanılmaktadır. Epilepsinin tutuşma modeli, farmakolojik ve EEG özellikleri bakımından insandaki psikomotor epilepsiye benzemektedir. Birçok hayvan türünde refleks epilepsi görülür. Papio-papio türü babunlarda ışık uyaranları myoklonik nöbetleri; sıçan ve farelerin bazı ırklarında ses uyaranları myoklonik ve tonik-klonik nöbetleri oluşturur. Kümes hayvanlarında fotosensitif ve febril nöbetler kaydedilmiştir. An¬tiepileptik ilaçların büyük çoğunluğu refleks epilepsilerde etkili olmaktadır. İdiopatik epi¬lepsiye köpeklerde sık rastlanır. Sonuç olarak, epilepsinin temel mekanizmasının ve tedavi yollarının daha iyi anlaşılması için uygun deneysel model son derece önemlidir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Basic Medical Sciences |
Authors | |
Publication Date | December 23, 2009 |
Submission Date | December 17, 2009 |
Published in Issue | Year 1997 Volume: 14 Issue: 3 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.