Kanül Tipinin Ve İmmobilizasyonun Spinal Anestezi Sonrası Başağrısına Etkisi

Year 1999, Volume: 16 Issue: 1, - , 23.12.2009

T. Erinçler N. Lüleci İ. Tekin R. Gül A. Tutan

Abstract

The Influence of Recumbency and Needle Design on Post-Dural Puncture Headache
Post-dural puncture headache (PDPH) is a significant complication of spinal anaesthesia. Diameter and tip of the needle as well as the patient's age has been proven to be important determinants. The first aim of our study was therefore to examine the role of recumbency in me prevention of PDPH under controlled conditions using thin needles. Secondly, we wanted to confirm the reported prophylactic effect of needles with a modified, atraumatic tip (Whitacre and Atraucan) by comparing them to Quincke needles of identical diameter.
In a prospective study we included 481 consecutive patients undergoing a total of 500 operations under spinal anaesthesia. The latter was performed in a standardized manner, using four different needles allocated randomly (26-gauge and 27 gauge needles with Quincke tip, 26-gauge Atraucan and 27-gauge Whitacre cannula). Half of the patients were instructed to stay in bed for 24 h (horizontal position without raising head), the others to get up as early as possible. An anaesthesiologist visited the patients on the second postoperative day and later and questioned them about headache . The four groups of different needles had homogeneous demographic characteristics (see Table I). A total of 47 patients (9,4%) developed PDPH. The incidence was highest after punctura with a 26-gauge Quincke cannula (17,6%) with a significant difference compared to the other needles (see Table II). PDPH incidence correlated well with increasing age and number of durai punctures, but showed no relation to sex, patient's history of headache or experience of the anaesthesiologist. The duration of strict bed rest did not influence the development of PDPH:
The significantly higher incidence of PDPH after spinal anaesthesia with 26-gauge Quincke needles compared to the 27-gauge Quincke and the 26-gauge Atraucan group confirmed the importance of both needle diameter and design of its tip. Consequent bed rest, however, was not able to reduce its incidence.



Ponksiyon sonrası baş ağrısı (PSBA) spinal anestezinin önemli bir komplikasyonudur. İğnenin çapı ve tipinin yanısıra, hastanın yaşının da burada önemli rol oynadığı saptanmıştır. Bu çalışmanın birinci amacı, ince iğnelerin kullanıldığı olgularda, kontrol altında yatak istirahatinin, PSBA'nı önlemedeki rolünün araştırılmasıdır. Ayrıca modifiye atravmatik iğne tiplerinin (Whitacre ve Atraucan) aynı çaptaki Quincke iğneleri ile karşılaştırılmaları durumunda, profilaktik etkilerinin saptanması da amaçlanmıştır. Spinal anestezi altında toplam 500 ameliyat uygulanan 481 hasta çalışma gruplarını oluşturmuştur. Randomize olarak dört tip iğne (26G ve 27 G Quincke, 26G Atraucan ve 27G Whitacre) kullanılmış, hastaların yansı 24 saat düz yatmlmış (yatağın başucu yükseltilmeksizin) diğer yansı mümkün olduğu kadar erken mobilize edilmişlerdir. Postoperatif ikinci günden itibaren hastaları ziyaret eden bir anestezist tarafından, başağrılannm olup olmadığı sorulmuştur.
Farklı iğneler kullanılan dört grup hastanın demografik özellikleri arasında anlamlı fark yoktur (Tablo I). Toplam 47 hastada (%9.4) PSBA oluşmuş, 26G Quincke (=Spinocan 26G) kanülü kullanılanlarda baş ağnsı sıklığı en fazla olmuştur (%17,6) (TabloII). PSBA sıklığının yaşa ve ponksiyon sayısına göre değiştiği; fakat cinsiyet, hastanın başağnsı anamnezi (yani hastalarda ameliyat öncesinde de sık sık nedeni bilinmeyen baş ağrıları olması) ve anestezistin deneyimi ile bağlantılı olmadığı saptanmıştır. Yatak istirahatinin süresi de PSBA sıklığını etkilememiştir.
26G Quincke iğneleri ile 27G Quincke ve 26G Atraucan kullanılanlarda PSBA sıklığınınfarklı oluşu, iğne kalınlığının ve tipinin önemini göstermiştir.

Keywords

-