A Comparison Between Two Different Ultrasonographic Methods For Assessing Amniotic Fluid Volume in Postterm Pregnancies
The rates of perinatal mortality and neonatal morbidity are higher for postterm pregnancies than for term pregnancies. Amniotic fluid volume is an important parameter in the assessment of fetal well-being in postterm pregnancies. The purpose of the present study was to compare the impact of two different ultrasonographic methods for assessing amniotic fluid volume in postterm pregnancies.
One hundred and one women with singleton, uncomplicated pregnancies with gestational age (290 days were randomly allocated to fetal monitoring by either amniotic fluid index and computerised cardiotocography, or maximal vertical pocket and computerised cardiotocography. In the first group, a four-quadrant technique was used to obtain amniotic fluid index measurement. In the second group, amniotic fluid volume was assessed by the maximum pool depth. Electronic fetal heart monitoring was performed in all patients.
Perinatal mortalité ve neonatal morbidité oranlan postterm gebeliklerde term gebeliklere göre daha yüksektir. Postterm gebeliklerde fetal iyilik halinin değerlendirilmesinde amniyotik sıvı hacmi iyi bir parametredir. Bu çalışmanın amacı postterm gebeliklerde iki farklı ultrasonografi yönteminin amniyotik sıvı hacmini değerlendirmedeki etkilerini karşılaştırmaktı.
Gestasyonel yaşı 290 gün ve üzerinde olan, tekil ve komplikasyonsuz gebeliğe sahip 101 kadın randomize olarak ya amniyotik sıvı indeksi ve kardiyotokografi ya da en büyük ver-tikal sıvı cebi ölçümü ve kardiyotokografi gruplarından birine alındılar. Birinci grupta amniyotik sıvı indeksi ölçümünde dört kadran tekniği kullanıldı. İkinci grupta ise amniyotik sıvı hacmi en büyük sıvı cebi ölçümü ile değerlendirildi. Tüm hastalarda elektronik fetal kalp monitorizasyonu uygulandı.
Anormal amniyotik sıvı indeksine sahip olgu sayısı, anormal en büyük vertikal cep değerine sahip olgu sayısından daha fazla idi (%16'ya karşılık %3.7, OR 5.1, %95 güven aralığı 1.025-25.365; p=0.0441). Bu da amniyotik sıvı indeks grubunda daha fazla doğum indüksiyonu (%28'e karşılık %5.6, OR 4.386, %95 güven aralığı 1.28-17.050; p=0.0353) ve daha fazla intrapartum elektronik fetal monitorizasyon ( %93.7'ye karşılık %79.2, OR 3.929, %95 güven aralığı 1.024-15.072; p=0.0448) ile sonuçlandı. Amniyotik sıvı indeks grubunda sezaryene daha fazla eğilim vardı (%18.7'ye karşılık %13.2). Sonuç olarak en büyük vertikal sıvı cebi ölçümü anormal perinatal sonuçlar açısından risk altındaki postterm gebelikleri ortaya çıkarmada amniyotik sıvı indeksinden biraz daha üstün görünmektedir. Postterm gebeliklerde amniyotik sıvı indeksine ait değerlerin büyük bir kısmı anormal sonuç oranlarını normalden fazla hesap etmektedir. Böylece fetal iyilik halini değerlendirme testi olarak kullanıldıklarında daha fazla sayıda obstetrik girişime yol açabilirler ve perinatal sonuçlar üzerine belirsiz bir etkiye sahiptirler. Kötü-obstetrik sonuç riskinin çok az olduğu gebeliklerdeki fetal değerlendirme, morbiditeyi önleme yerine arttırabilmektedir.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Basic Medical Sciences |
Authors | |
Publication Date | December 23, 2009 |
Submission Date | December 14, 2009 |
Published in Issue | Year 1999 Volume: 16 Issue: 3 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.