Kentleşme, modernleşme ve kapitalistleşme olguları arasında karşılıklı bağlamsallık söz konusudur. Kentin toplumsallığında kurulan ilişki dinamikliği bu anlamda değer kazanmaktadır. Ancak kurulan bu dinamizmin kentsel yaşamda bütünüyle devingenlik sağladığı anlamına gelmemektedir. Oysa kent, kendi toplumsal ve kültürel dokusuyla özgünlük barındırmalıdır. Sınıfsal farklılıkların çatışmalara sebep olmadığı kentlerin var olabilmesi bu anlamda önem taşımaktadır. Buna karşın eşitsiz mekânsal ayrışmalar, kamusallığın tasarlanışı ile kent politikalarını ve kentleşmedeki egemen yapının temel nüvelerini derinden etkilemektedir
Bu çalışma Ekünemopolis (Ucu Olmayan Şehir) belgesel filminin sınıflar arası kutuplaşmanın mekânsal ayrımlaşmaya sebebiyet veren tezahürünü sosyolojik perspektifle sorgulamayı hedeflemektedir. Bunu gerçekleştirebilmek amacıyla öncelikle ilgili belgeselde kent, kentleşme, kentsel dinamizm, kentsel adalet, yoksulluğun görünümü, kentsel dönüşüm, kentin yapılandırıcıları, politikacılar, yerinden edinmeyi deneyimleyenler, bu olayı tartışan mimarlar, akademisyenler ve şehir plancılarının görüşleri üzerinden değerlendirilecektir. Çalışmada ayrıca belgeselde sunulanın arda planını ve alt metnini anlayabilmek için filmden belli kesitler sunulmak ve sosyolojik perspektif temel alınmaksuretiyle kentsel adaletin nasıl oluşturul(a)madığı eleştirel bakış açısı ile analiz edilecektir.
kent kent hakkı kentsel eşitsizlik Ekümenopolis (Ucu Olmayan Şehir)
There is a reciprocal contextuality between the phenomena of urbanization, modernization and capitalization. The relationship Dynamics established in the sociality of the city gain value in this sense. However, this does not mean that the dynamism established provides the mobility in urban life. However, the city should possess originality with its social and cultural texture. The existence of cities where class differences do not cause conflicts is important in this sense. Despite that unequal spatial discrimination deeply affect the design of publicity and urban policies and the cores of the dominant structure in urbanization.
This study aims to question the manifestation of the polarization of the classics of Ecumenopolis (City Without End) which causes spatial segregation from a sociological perspective. In order to realize this, firstly, the documentary will be evaluated from the point of view of thecity, urbanization, urban dynamism, urban justice, the appearance of poverty, urban transformation, thecity’s constructors, politicians, those who experience displacement, architects, academicians and cityplanners who discuss this event. In this study, in order tounder stand the succession plan and sub-text of the documentary, certain sections of the film will be presented and how the urban justice is not formed (a) will be analyzed with a critical point of view based on sociological perspective.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2020 |
Kabul Tarihi | 9 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 15 Sayı: 23 |