Sugar operations which found scope of practice by the establishment of the republic in Turkey, have been shaped as the forms of new regime with social classes on one hand, and, on the other hand, as a resultant of capitalism’s given conditions abroad. Sugar production, organized in the form of companies, had a symbiotic qualification developed interpenetrated with the state, beyond many privileges and exemptions given. An intensive nationalist discourse played along with the foundational and operational process of the sugar companies. This process unexceptionally functioned crucially in the embodiment of the internal architecture of the state by getting over the economic and political spheres. In Veblenian terms, the companies, with their legal statuses, profits and financial accounts are institutions which belong to the business space, not the industry. Hence, it is not possible to approach the companies with a developmentalist rhetoric for a common good. According to the theory of ‘capital as power’ which uses the concepts of Veblen, the basic algorithm of the business space is capitalization. Contrary to the studies on this issue, this study claims that all activities related to sugar companies are conditioned by the capitalization mechanism and the requirements of the business space and determined within this framework. This qualitative study which used archive resources was also supported by quantitative data and it found out that a specific capitalization mechanism was constituted in the business space through sugar companies in the early history of the republic in Turkey.
Cumhuriyetin kuruluşuyla uygulama alanı bulan şeker faaliyetleri, bir taraftan yeni rejimin toplumsal sınıflarla olan ilişki biçimleri, diğer taraftan kapitalizmin dışarıdaki verili koşullarının bir bileşkesi olarak şekillenmiştir. Şirketler biçiminde örgütlenen şeker üretimi, tanınan pek çok ayrıcalık ve muafiyetin ötesinde, devletle iç içe gelişen simbiyotik bir nitelik taşımıştır. Her aşamasına yoğun bir milliyetçi söylemin eşlik ettiği şeker şirketlerinin kuruluş ve işleyiş süreci, ayrımsız bir şekilde iktisadi ve siyasal alanları kat ederek, devletin içsel mimarisinin şekillenmesinde önemli bir işlev görmüştür. Yasal statüleri, kazançları ve bilançolarıyla şirketler, Veblenci anlamda endüstriye değil, iş alanına ait kurumlardır. Dolayısıyla, şirketleri ortak iyiye dönük kalkınmacı bir retorikle ele almak mümkün değildir. Veblen’in kavramlarını kullanan ‘güç olarak sermaye’ teorisine göre, iş alanının temel algoritması kapitalizasyondur. Bu çalışmada, şeker şirketlerine ilişkin tüm faaliyetlerin, konu hakkında yapılan çalışmaların aksine, kapitalizasyon mekanizmasıyla ve iş alanının gereksinmeleriyle koşullandığı ve bu çerçevede belirlendiği iddia edilmiştir. Sayısal verilerle de desteklenen arşiv kaynaklarının kullanıldığı nitel çalışmada, Türkiye’de erken dönem cumhuriyet tarihinde, şeker şirketleri üzerinden iş alanında özgül bir kapitalizasyon mekanizmasının oluşturulduğu bulgulanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Kabul Tarihi | 22 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 15 - Sayı: 10 Yıl Özel Sayısı |