The Palestine impasse is a conflict subject that has not been resolved for nearly a century. The fact that this geography, whose part is Jerusalem, is considered as a sacred space by three great religions, the history of the region is very old, and many global factors became a part of this issue have made the Palestinian-Israeli conflict multidimensional and hundreds of academic studies have been conducted. Although this study is one of them, it includes the incentives and recommendations for getting results and offers the different perspectives on how building blocks of peace should be created. But, it is avoided being entered into the historical details in this regard, it is tried to introduce that how the Germany-Turkey mediation can contribute to the permanent peace in the Palestine Impasse. As stated in the article, both Germany and Turkey are required to be in contact between their own and both conflicting sides. In addition, in possible peace talks it is also envisaged to mediate through convincing Israel by Germany and Palestine by Turkey.
It has been tried to introduce that how Germany and Turkey can contribute to peace through their capacity to interfere with the conflicting actors, influence on the parties, credibility on a global scale, a common cultural background and so on. Therefore, the fact that US has lost its neutrality in the recent decision by moving its embassy to Jerusalem has accentuated the need for Turkey as a regional power and Germany as a locomotive power of EU. In this study, no peace is expected from today to tomorrow, but it is hoped that the study will contribute to efforts to build a permanent peace in the Palestinian impasse.
Filistin çıkmazı, yaklaşık bir asırdır çözüm bulunamamış bir çatışma alanıdır. Kudüs’ün de içerisinde yer aldığı bu coğrafyanın üç büyük din tarafından kutsal sayılması, bölge tarihinin çok eskilere dayanması, küresel birçok faktörün sorunun içinde yer alması Filistin-İsrail çatışmasını çok boyutlu hale getirmiş, bu sebeple yüzlerce akademik çalışma yapılmıştır. Bu çalışma da onlardan biri olmakla birlikte sonuç almaya dönük teşvik ve tavsiyeler içermekte, barışın yapı taşlarının nasıl oluşturulması gerektiğine yönelik farklı bakış açıları sunmaktadır. Bununla birlikte tarihsel detaylara girmekten kaçınılmış ve Almanya-Türkiye arabuluculuğunun Filistin çıkmazındaki kalıcı barışa nasıl katkı yapabileceği ortaya konulmaya çalışılmıştır. Makalede de belirtildiği üzere Almanya ve Türkiye’nin hem kendi aralarında hem de çatışan her iki tarafla iletişim içerisinde olması şarttır. Buna ilaveten muhtemel barış müzakerelerinde Almanya’nın İsrail’i, Türkiye’nin de Filistin’i ikna ederek arabuluculuk yapabilecekleri öngörülmektedir.
Almanya-Türkiye ikilisinin çatışan aktörlere müdahale edebilme yetileri, taraflar üzerindeki nüfuzları, global ölçekteki kredibiliteleri, ortak kültürel geçmişleri vb. birçok faktörü doğru şekilde değerlendirip barışa nasıl fayda sağlayabilecekleri gösterilmeye çalışılmıştır. Öyle ki ABD’nin Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararıyla son dönemde tarafsızlığını yitirmiş olması bölgesel bir güç olan Türkiye ve AB’nin lokomotif gücü Almanya’ya olan ihtiyacı belirginleştirmiştir. Bu çalışmada bugünden yarına bir barış beklenmemektedir, fakat çalışmanın Filistin çıkmazında kalıcı bir barış inşası için yapılacak bu yöndeki çabalara katkı sağlayacağı umulmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 12 Sayı: 1 |
Dergimizde yayınlanan tüm eserler, Creative Commons Attribution 4.0 International License lisansı ile lisanslanmıştır.
Verilerin muhafazası ve restorasyonu amacıyla arşivleme sistemi olarak LOCKSS sistemi kullanılmaktadır. More...