20% of Azerbaijan’s territory was occupied by Armenia as a result of the First Karabakh War of 1994-1988 between Armenia and Azerbaijan. There was no commitment to peace between the two sides and the solution to the problem was entrusted to the states. But hopes for peace were dashed and no final resolution was reached since the OSCE Minsk Group started this process in 1994. The continuing occupation of Azerbaijani lands by Armenia was increasing the likelihood of triggering a new war. The economic and military strengthening of Azerbaijan changed the balance of power in the region. Azerbaijan resorted to using military force in retaliation against Armenia’s repeated military attacks in 2020, causing the breakout of the Second Karabakh War. Armenia’s border violation on 27 September 2020 and its invasion attempt was the beginning of this “sudden war”. The desire in Azerbaijan to get back the occupied territories both at the official level and among the public meant that Armenia’s attacks were not left without a response. As a result of the war, Azerbaijan liberated important part of its territories based on its right to self-defense. Although the war ended in Azerbaijan’s historic victory in the battlefield, the war nevertheless continues in the political, diplomatic and information realm.
In reality, the ability to act as a major power hinges on the control over sources of energy and strategic regions. From this viewpoint, the South Caucasus may be considered a geopolitical “stage for wolves” whereby all countries claiming hegemony and regional states are seeking to assert themselves. In other words, this is a scene for a power struggle among regional and global players. Thus, the great powers’ geopolitical interests have long been in contradiction on this stage. Taking this into account, Azerbaijan should outline a new strategy to repel any potential attack. Turkey’s stance on the issue will be crucial at this stage. Therefore, further strengthening of Azerbaijani-Turkish military cooperation, along with bilateral ties in other fields, will be pivotal in this period of history. Namely as a consequence of historical necessity, a joint declaration on allied relations was signed in Shusha on 15 June 2021 between Azerbaijan and Turkey. Taking all this into consideration, this article examines geopolitical rivalry in the South Caucasus and great powers’ stance in the Second Karabakh War
: South Caucasus Geopolitical Rivalry Big Policy Armenia Azerbaijan Second Karabakh War Great Powers Shusha Declaration
Ermenistan ile Azerbaycan arasında geçen 1988-1994 Birinci Karabağ Savaşı’nın sonucu olarak Azerbaycan topraklarının %20’si Ermenistan tarafından işgal edilmişti. Çatışan taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığından sorunun barışçıl yollarla çözümü devletlere havale edilmiş, fakat 1994 senesinden itibaren AGİT Minsk Grubu nezdinde devam eden barış görüşmeleri beklentileri karşılayamamış ve nihai aşamaya varılamamıştı. Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgalinin sürmesi yeni bir savaş çıkma olasılığını artırmaktaydı. Azerbaycan’ın ekonomik ve askeri olarak güçlenmesi bölgedeki güç dengelerini değiştirdi. Ermenistan’ın 2020 yılında defalarca saldırıları karşısında Azerbaycan, askeri kuvvet kullanımına başvurdu ve İkinci Karabağ Savaşı patlak verdi. Ermenistan’ın 27 Eylül 2020 tarihli sınır ihlali ve işgalci tavrı bu “ani savaşın” başlangıcı idi. Azerbaycan’da hem resmi düzeyde hem de halkta artan topraklarını geri alma isteği de Ermenistan’ın saldırılarının karşılıksız kalınmamasını sağladı. Savaş sonucunda Azerbaycan tarafı meşru müdafaa hukukuna dayanarak işgal altındaki topraklarının büyük kısmını kurtardı. Savaş muharebe meydanında Azerbaycan’ın tarihi zaferi ile sonuçlansa da politik, diplomatik ve bilgi alanında halen devam etmektedir.
Bilindiği gibi, büyük güç olmanın yolu stratejik bölgeleri ve enerji kaynaklarını kontrol etmekten geçer. Bu bağlamda Güney Kafkasya’yı “kurtlar sofrası” olarak tanımlamak mümkündür. Bu sofrada her bir küresel veya bölgesel devlet kendi gücüne göre yer almak ister. Diğer bir ifadeyle, bu sofra küresel veya bölgesel olmakla jeopolitik bir sofradır. Bu sofrada büyük güçlerin çıkarları çatışmaktadır. Bunu dikkate alarak Azerbaycan, gidişata uygun olarak satranç tahtasında kendi oyununu oynamalı, her hamleye karşı yeni bir strateji oluşturmalıdır. Özellikle böyle bir dönemde Türkiye’nin tutumu oldukça belirleyici olacaktır. Görünen o ki, Azerbaycan-Türkiye askeri işbirliği ve üslerin konuşlandırılması artık tarihi bir zarurete dönüşmüştür. Bu tarihi zaruretin sonucu olarak 15 Haziran 2021’de Azerbaycan ile Türkiye arasında askeri müttefikliği ihtiva eden Şuşa Beyannamesi imzalandı. Bu hususlar dikkate alınarak makalede Güney Kafkasya’da jeopolitik rekabet ve büyük güçlerin İkinci Karabağ Savaşında tutumları analiz edilmiştir.
Güney Kafkasya Jeopolitik Rekabet Büyük Siyaset Ermenistan Azerbaycan İkinci Karabağ Savaşı Büyük Güçler Şuşa Beyannamesi
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Political Science |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | November 14, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 45 |