Amaç: Bu makalenin amacı, Oküler Yüzey Hastalık İndeksi (OSDI) test yöntemi ile birlikte mikro ölçekli bir renklendirici içeren eyeliner formülasyonunun oküler konfor ve etkisi arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Gereç ve Yöntemler: Formülasyonlar duyusal, fizikokimyasal parametrelerin belirlenmesi, mikrobiyal kontaminasyon ve dermatolojik yama testleri, anket çalışması ve OSDI skorunun hesaplanmasıyla değerlendirildi.
Bulgular: Jel eyeliner formülasyonunun fizikokimyasal ve duyusal parametreleri dermal uygulama için uygundur. Mikrobiyal büyüme gözlenmemiştir. Onbeş gönüllü ile yapılan yama testine göre eyeliner formülasyonu herhangi bir alerjik veya tahriş edici özellik göstermemiştir. Anket çalışmasına katılan 20 katılımcının hepsi ürünün kalıcılık performansını başarılı bulmuştur, katılımcıların %35'i ürünün sızdırmadığını veya kirletmediğini düşünmektedir, katılımcıların %85'i ürünün kolayca temizlendiğini söylemektedir ve katılımcıların %65'i ürünün su ile temasında dayanıklı olduğunu belirtmiştir. Kohort için medyan OSDI skoru 22,3'tür (IQ aralığı 10.4-55.6). Eyeliner kullanımı sonrası OSDI skorları 43,9 (IQ aralığı 12,5 – 6,4) olarak bulunmuştur. Kuru göz hastalığı şiddeti orta düzeydedir. Katılımcıların %20'si ürünün göz çevresinde kızarıklığa neden olduğunu belirtmiştir. Sonuç: Bu çalışma, eyeliner kullanımının seçilen boyanın etkisi ve oküler rahatsızlık algısı ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu çalışmada katılımcılar %95 daha siyah bir ürün olduğunu belirtseler de mikro boya içeren formülasyonun rahatsızlığı azaltacak şekilde yeniden formüle edilmesi gerekmektedir.
Aim: The aim of this article is to investigate the relationship between ocular comfort and effect of eyeliner containing a microscale colorant, together with the Ocular Surface Disease Index (OSDI) test method.
Material and Methods: The formulations were evaluated by determination of sensory, physicochemical parameters, microbial contamination and dermatological patch tests, survey study and calculation of OSDI score. Results: The physicochemical and sensorial parameters of the eyeliner formulation were appropriate for the dermal application. No microbial growth was observed. According to the patch test with 15 volunteers, the eyeliner did not show any allergic or irritant properties. All of the 20 participants who participated to the survey found that the permanence performance of the product successful, 35% of the participants think that the product does not leak or contaminate, 85% of respondents said that the product is easily cleaned and 65% of the participants stated that the product is durable in contact with water. The median OSDI score for the cohort was 22,3 (IQ range 10.4–55.6). OSDI scores were found to be 43,9 (IQ range 12.5 –6.,4) after eyeliner use. Dry eye disease severity remained moderate. 20% of the participants stated that the product caused redness around the eyes. Conclusion: This study shows that eyeliner use is associated with the effect of the chosen dye and the perception of ocular discomfort. In this study, although the participants stated that it was a 95% blacker product, the formulation containing micro dyes had to be reformulated in a discomfort-reducing way.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Eczacılık ve İlaç Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Ocak 2022 |
Gönderilme Tarihi | 25 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |