Mark Rothko’nun
resimleri dış gerçekliği taklit etmez ve hiçbir öykü anlatmazken, içten dışa
yayılan sessizlik, izleyiciyi resmin içine hapseder. Sanatçı hedeflediği bu
ruhsal durumu özellikle New York’taki Seagram Binası için yaptığı resimlerde
oluşturur. Ancak sergi mekanının da işin bir parçası olduğunu düşündüğü için resimleri
Londra’daki Tate Gallery’ye verir. Rothko’nun
bu sessiz dil ile mekanı dönüştürmesi ve izleyiciyi bu yerleştirmeye
dahil etmesi çalışmanın ana konusudur. Buradaki amaç sözü edilen “sessizlik” i
açımlamak, Rothko’nun bu sessiz dil ile
temas ettiği noktaları ve mekan ile ilişkisini belirlemektir.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Aralık 2016 |
Gönderilme Tarihi | 2 Kasım 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 |