Amaç: Konjenital diş eksikliği, dental anomaliler arasında sıklıkla ortaya çıkan bir olgudur. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de bir populasyon grubunda konjenital diş eksikliği prevalansını değerlendirmektir.
Gereç ve Yöntemler: Bu retrospektif çalışma, xxxx Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'ne 2015-2022 yılları arasında ağız diş sorunları nedeniyle başvuran 6 ve 7 yaşındaki çocukların arşivlenmiş panoramik radyografileri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Konjenital olarak eksik olan üst çene yan kesici dişleri ve üst/alt çene küçük azı dişleri not edilmiştir, diğer eksik dişler değerlendirilmemiştir.
Bulgular: Toplam 1840 panoramik radyografi incelenmiştir ve üst çene yan kesici ve alt-üst çene küçük azı dişlerinin eksikliği %8,15 olarak bulunmuştur. Üst çene yan kesici diş eksikliği prevalansı %2,44 küçük azı diş eksikliği prevalansı %5,71 olarak bulunmuştur. Eksiklikten en çok etkilenen dişler, alt çene ikinci küçük azılardır. Kızlar erkeklerden daha fazla etkilenmiştir (%8,88 kızlar; %7,44 erkekler).
Sonuç: Diş eksikliğinin erken tanısı ideal ve konservatif tedaviyi sağlayacağından ve tedavi maliyetlerini azaltacağından, diş hekimlerinin erken tanı ve tedaviler hakkında bilgi sahibi olması oldukça önemlidir. Çalışmada, diş eksikliği prevalansının kadınlarda erkeklere göre daha fazla olduğu tespit edilmiştir. İleride yapılacak olan genetik çalışmalar, kadınların neden hipodontiden erkeklere göre daha fazla etkilendiğini açıklayabilir. Daha fazla bireyle ve diğer diş eksikliklerini içeren kapsamlı çalışmalar yapılmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Agenez, hipodonti, prevalans.
Background: Tooth agenesis is a phenomenon that occurs commonly as a dental anomaly in humans. The aim of the present study was to evaluate the prevalence of tooth agenesis in a population group in Turkey.
Methods: This retrospective study was conducted on -previously taken- panoramic radiographs of 6- and 7- year- old children, who had applied to xxx University Faculty of Dentistry between 2015 and 2022 for dental reasons. Maxillary lateral incisors and maxillary/mandibular premolars that were congenitally missed were noted, while other missing teeth were not evaluated.
Results: A total of 1840 panoramic radiographs were examined and the agenesis of maxillary lateral incisors and maxillary/mandibular premolars frequency was found to be 8.15%. The prevalence of missing maxillary lateral incisors was found to be 2.44%, and the prevalence of missing premolar teeth was 5.71%. The teeth most affected by agenesis were the mandibular second premolars. Females were more affected than males (8.88% females; 7.44% males).
Conclusion: Since the early diagnosis of missing teeth can provide ideal and conservative treatment and reduce treatment costs, it is important for dentists to have information about early diagnosis and treatments. In this study, it was determined that the prevalence of missing teeth was higher in women than in men. Further genetic studies may elucidate why females are more affected by hypodontia than males. More comprehensive studies should be conducted in the future including the other permanent teeth and more individuals.
Keywords: Hypodontia, prevalence, tooth agenesis.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi, Çocuk Diş Hekimliği |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 1 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 2 Şubat 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 3 |
Selcuk Dental Journal Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.