Yerinde yönetim Kuruluşları, “il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunla gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir.” (Anayasa md. 127/1) Sözkonusu kuruluşlar özerktir ama bağımsız değildirler1. Merkezi idare kendi içinde hiyerarşik denetim uygularken, yerinden yönetim kuruluşları üzerinde de idar vesayet denetimi uygulamaktadır2. Anayasamızın 123. maddesine ifade edilen "idare kuruluş ve görevleriyle bir bütündür" ilkesi de, bu denetimler yoluyla gerçekleşmiş olmaktadır3.
Merkezi idarenin yerinden yönetim kuruluşları üzerinde gerçekleştirmiş olduğu denetim için kullanılmakta olan “vesayet” terimi, aslında medeni hukuka özgü bir terim olup4, kanunda belirtilen nedenlerle (MK. md. 355 ed.) ehliyetleri kısıtlanan kişilere bir vasi tayin edilmesini ve bu kişinin yasal temsilcisi sıfatıyla kısıtlanan kişinin birçok hukuki işlemlerini onun adına yapmasını ifade eder5.
İdari vesayet ile medeni vesayeti birbirinden ayırmak gerekir. İdare huk-kundaki vesayetin, medeni hukuktaki vesayet kavramıyla ilişkilendirilmesi çok suni bir yaklaşımdır. İki kavram arasında birçok yönden farklılıklar mevcuttur6.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 4 Mayıs 2014 |
Gönderilme Tarihi | 31 Aralık 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1998 Cilt: 1 Sayı: 1 |
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.