This study analyzes the evolution of bourgeois culture into a fascist conception of art through István Szabó’s film Mephisto, based on the theoretical framework of Herbert Marcuse's essay "The Affirmative Character of Culture". According to Marcuse, the ’affirmative culture’ that has developed in bourgeois society creates an illusory realm of inner freedom by separating the spiritual and intellectual worlds from the practices of material life, thereby concealing social inequality and oppression. Although this culture initially possessed a progressive potential, it eventually came to serve the mechanisms of authoritarian states for the total mobilization and domination of individuals. Using this theoretical foundation, the study examines the character of the ambitious actor Hendrik Höfgen in Mephisto. Höfgen escapes political responsibility by viewing art as a separate sphere of ’higher values’ distinct from politics, ultimately becoming part of the Nazi regime's cultural apparatus. The film demonstrates how the regime transforms art into a propaganda tool, reinterpreting even a classic like Hamlet through its own ideology of ’heroic realism’. While the article shows how Marcuse’s theory is substantiated by the film, it also highlights the dialectical nature of art, emphasizing that artworks can possess the potential for resistance as well as for service to oppressive ideologies.
Affirmative Culture Fascist Art Herbert Marcuse Mephisto Ideology
Bu çalışma, Herbert Marcuse’nin “Kültürün Olumlayıcı Karakteri” makalesindeki kuramsal çerçeveyi temel alarak, burjuva kültürünün faşist sanat anlayışına evrilme sürecini István Szabó’nun Mefisto filmi üzerinden analiz etmektedir. Marcuse’ye göre burjuva toplumunda gelişen ’olumlayıcı kültür’, manevi ve ruhani dünyayı maddi yaşamın pratiklerinden ayırarak, toplumsal eşitsizlikleri ve baskıyı gizleyen yanılsamalı bir içsel özgürlük alanı yaratır. Bu kültür, başlangıçta ilerici bir potansiyel taşısa da zamanla otoriter devletlerin bireyleri topyekûn seferber etme ve tahakküm altına alma mekanizmalarına hizmet eder hale gelir. Çalışma, bu teorik altyapıyı kullanarak Mefisto filmindeki hırslı oyuncu Hendrik Höfgen karakterini inceler. Höfgen, sanatı siyasetten apayrı bir ’yüksek değerler’ alanı olarak görerek politik sorumluluktan kaçar ve Nazi rejiminin kültürel aygıtının bir parçası haline gelir. Film, rejimin Hamlet gibi bir klasiği bile kendi ’kahramanca gerçekçilik’ ideolojisiyle yeniden yorumlayarak sanatı nasıl bir propaganda aracına dönüştürdüğünü gösterir. Makale, Marcuse’nin teorisinin filmle somutlaştığını ortaya koyarken, aynı zamanda sanatın diyalektik doğasına dikkat çekerek, eserlerin baskıcı ideolojilere hizmet edebileceği gibi direniş potansiyeli de taşıyabileceğini vurgulamaktadır.
Olumlayıcı Kültür Faşist Sanat Herbert Marcuse Mefisto İdeoloji
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Film Eleştirisi |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 4 Ağustos 2025 |
| Kabul Tarihi | 20 Ekim 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 2025 10. Yıl Özel Sayısı |