Shahristānī, who is one of the leading scholars and administrators of his time, has written works in many fields. Despite this, he did not gain fame with his identity of Tafsir and Hadīth as much as he gained fame with his identity of Kalam and the History of Sects. This is due to the fact that his identity as a mufassir and muhaddis is not mentioned much in classical literature. Scholars who work in many fields, especially mufassirs, benefit from the science of hadīth, Islam’s second main source. While the mufassir explains the verses, the jurist makes istinbāt, the theologians explain the principles of belief, and the linguist brings examples of the rules of language and makes use of the hadīths. Mufassirs are aware of the importance of referring to hadiths when explaining verses. As a matter of fact, almost all tafsir books, regardless of their type, contain hadīth narrations. In this respect, like every commentator, Shahristānī tries to include the narrations that help explain the verses in his Tafsir. When his works are examined, it is seen that he did not write any work on the sciences of hadīth and hadīth. This is because he concentrates his ideas and thoughts on the issues of kalam, philosophy, history of religions and sects. Despite this, his tafsir called Mafātīh al-Asrār has many aspects that concern the field of hadīth along with other Islamic sciences. Shahristānī, who combines many features of the narration, insight, and isrārī tafsir method in his work, follows a unique method in his book. While explaining the verses, he explains the deep dimensions of the verses under the headings of Esrār, after conveying opinions by using the sources available in the century he lived in, the reason for the revelation, the relationship between the verses, parable, fiqh, recitation, syntax, lexicon and meaning. He explains verses and hadīths in a bidirectional way such as faith-infidelity, believer-infidel, zahir-batin. In addition to the verses and hadīths, he also benefits from the opinions of many scholars. Sometimes he gives the names of the people whose opinion he cites, and sometimes uses expressions such as a group of companions, people of the Qur'an, scholars of the ummah, and some scholars “said so”. In addition to the sahih hadīths that serve his thought, he also cites many Hasen, weak hadīths, and hadīths whose sources cannot be identified. However, he does not make any evaluations about the authenticity of the hadīths he uses, and he rarely cites the source. He also includes narrations in unknown forms such as hukiye and ruviye without specifying any source. When the academic studies on Shahristānī and his works are examined, it is seen that almost no studies is conducted to emphasize his hadīthist identity. Therefore, the fact that no study has been done on Shahristānī's method of using hadīth in Mafātīh al-Asrār makes it necessary to deal with the subject in a fundamental way. Because the epistemological value of the hadīths he uses to justify his views affects the validity of his views. In this context, the main question of the study is, "How is the method of Shahristānī in using and interpreting hadīths in Mafātīh al-Asrār?", since each interpreter follows a unique method while processing the hadīths in his book. To reveal this, it is tried to find answers to questions such as “What are the main sources of the hadīths used in the work?” and “How are the hadīths used by Shahristānī in terms of authenticity?” After determining the sources of the hadīths, he used, the method of using and interpreting the hadīth, accompanied by examples from his work in question, and the authenticity of the hadīths used are mentioned. As a result of these, the interest and knowledge of the mufassir on hadīth, the method of using hadīth, and the strengths, and weaknesses of his work in terms of the hadīth science are revealed with a general evaluation and efforts are made to make some proposals to the reader on the subject. In the final analysis, it is possible to say that Shahristānī is in the category of lax Transmitter in the hadīth, based on Mafātīh al-Asrār.
Yaşadığı dönemin önde gelen âlimlerinden ve yöneticilerinden olan Şehristânî birçok alanda eser yazmıştır. Buna rağmen kelam ve mezhepler tarihi kimliğiyle olduğu kadar tefsir ve hadis hüviyeti ile şöhret bulmamıştır. Bu durum klasik literatürde onun müfessir ve muhaddis kimliğinden fazla söz edilmemiş olmasından kaynaklanmaktadır. İslam’ın ikinci ana kaynağını oluşturan hadis ilminden, başta müfessirler olmak üzere pek çok alanda çalışma yapan âlimler faydalanmaktadırlar. Müfessir âyetleri açıklarken, fakîh hüküm istinbât ederken, kelamcılar inanç esaslarını açıklarken, dilci dil kurallarına örnekler getirirken hadislerden yararlanmaktadır. Tefsirciler, âyetleri açıklarken hadislere müracaat etmenin önemin farkındadırlar. Nitekim türü ne olursa olsun hemen hemen bütün tefsir kitaplarında hadis rivayetleri yer almaktadır. Bu doğrultuda her müfessir gibi Şehristânî de âyetlerin açıklanmasına yardımcı olan rivayetlere tefsirinde yer vermeye gayret göstermektedir. Te’lifleri incelendiğinde onun hadis ve hadis ilmiyle ilgili hiçbir eser yazmadığı görülmektedir. Bu, onun fikir ve düşüncelerini daha çok kelâm, felsefe, dinler ve mezhepler tarihi meseleleri üzerinde yoğunlaştırmasından kaynaklanmaktadır. Buna rağmen onun Mefâtîhu’l-esrâr ismini taşıyan tefsirinin diğer İslâmî ilimlerle birlikte hadis alanını da ilgilendiren birçok yönü bulunmaktadır. Tefsir metodolojisinde serdedilen rivayet, dirâyet ve işrârî tefsir metodunun birçok özelliğini eserinde mezceden Şehristânî, kitabında kendisine has bir yöntem izlemektedir. Âyetleri açıklarken yaşadığı asırdaki mevcut kaynaklardan, sebeb-i nüzûl, âyetler arası münasebet, kıssa, fıkıh, kıraat, nahiv, lügat ve meâni açısından yararlanarak görüşler aktardıktan sonra âyetlerin derin boyutlarını esrâr başlıklarında açıklamaktadır. Âyet ve hadisleri; imân-küfür, mü’min-kâfir, zâhir-bâtın gibi çift yönlü olarak izah etmektedir. O, âyet ve hadislerin yanı sıra birçok âlimin görüşünden de yararlanmaktadır. Görüş sahiplerinin ismini kimi zaman tek tek vermekte kimi zaman da onların yerine bir grup sahâbî, Kur’ân ehli, ümmetin âlimleri, bazı âlimler “şöyle dedi” gibi ifadeler kullanmaktadır. Düşüncesine uygun olan sahih hadislerin yanı sıra hasen, zayıf ve kaynakları tespit edilemeyen çokça hadisi eserinde aktarmaktadır. Ancak kullandığı rivayetlerin sıhhatiyle ilgili hiçbir değerlendirmede bulunmadığı gibi hadislerin kaynağını da çok nadir belirtmektedir. Ayrıca herhangi bir kaynak belirtmeden hukiye, ruviye gibi meçhul kalıplarla da rivayetlere yer vermektedir. Şehristânî ve eserleri üzerinde yapılan akademik çalışmalara bakıldığında onun hadisçi kimliğini öne çıkaran çalışmaların neredeyse hiç yapılmadığı görülmektedir. Dolayısıyla Şehristânî’nin Mefâtîhu’l-esrâr’da hadis kullanma yöntemi özelinde bir çalışmanın yapılmamış olması, konunun esaslı bir şekilde ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Zira görüşlerini temellendirmek için kullandığı hadislerin epistemolojik açıdan değeri ilgili görüşlerinin muteber olup olmamasını etkilemektedir. Bu kapsamda her müfessir hadisleri kitabında işlerken, kendisine has bir yöntem izlediğinden çalışmanın temel sorusu, “Şehristânî’nin Mefâtîhü’l-Esrâr’da hadis kullanma ve yorumlama yöntemi nasıldır?” şeklindedir. Bunu ortaya koymak için “eserde kullanılan hadislerin temel kaynakları nelerdir?” “Şehristânî’nin kullanmış olduğu hadisler sıhhat bakımından nasıldır?” gibi sorulara yanıt aranmaya çalışılmaktadır. Bu çalışmada, söz konusu eserinden örnekler eşliğinde kullandığı hadislerin kaynakları, hadis kullanma ve yorumlama yöntemi tespit edildikten sonra kullanılan hadislerin sıhhat yönüne değinilmektedir. Bunların sonucunda müfessirin hadise ilgi ve vukufiyeti, hadis kullanma yöntemi, hadis ilmi açısından kuvvetli ve zayıf yönleri genel bir değerlendirmeyle ortaya konulmakta ve konuyla ilgili okuyucuya bazı tekliflerde bulunulmaktadır. Son tahlilde Mefâtîhu’l-esrâr’dan hareketle Şehristânî’nin hadiste mütesâhil kategorisinde yer aldığını söylemek mümkündür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 12 Ağustos 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2023 |
Gönderilme Tarihi | 26 Ocak 2023 |
Kabul Tarihi | 9 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.